BATI  TRAKYA TÜRKLERİ  ve  YAŞADIKLARI  SORUNLAR – 6

  1. EĞİTİM  ALANINDAKİ  SORUNLAR: [1]

Lozan Antlaşmasıyla mübadele dışında bırakılarak, Yunanistan sınırları içinde yaşayan Batı Trakya TÜRKLER’i,   anlaşmalara rağmen, Yunan Hükümetlerinin insan haklarına aykırı uygulamalarıyla mağdur edilmektedir.  Batı Trakya’yı potansiyel bir tehdit olarak gördükleri Türkler’den arındırma amacıyla, insan haklarını, uluslararası hukuku ve antlaşmaları göz ardı etmektedirler. 1950´lerin sonlarına kadar çok ciddi şikayetlere konu olmadan yürütülen eğitim konusu, Cunta Yönetimi ve sonrasında gelen Hükümetler döneminde ve Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında, Türkiye´den yeni ders kitaplarının girişine engel olunarak, Türkçe ders saatleri azaltılarak, anlaşmalara aykırı yasalarla sorun haline gelmeye başlamıştır. Yunan Yönetimleri, Yunan okulları ile Türk okulları arasında çok açık bir çifte standart uygulamakta, Türk Okullarının Türkçe tabelalarını dahi değiştirmekte, Eğitim kalitesi düşük tutulmaktadır. Öğretmenler yetersizdir. Türkçe ders saatleri azaltılmıştır. Çok sayıda okul kapatılmış olup, kalan okulların koşulları kötüdür. Azınlık ortaokul liselerinin iki olan sayısı azınlığın ihtiyacına cevap verebilmekten uzaktır. Bu nedenle yeni azınlık liselerinin kurulması gerekmektedir.

  • Batı Trakya Türklerinin eğitim haklarını belirleyen gelişmelere kronolojik olarak baktığımızda;
  • Balkan Savaşlarını sona erdiren  1913 Atina Barış Antlaşması  (3) Numaralı Protokolünde Yunanistan’daki Müslüman Türklerin eğitim ve öğretimiyle ilgili olarak düzenlemeler yer almış, mevcut veya “özel Müslüman kuruluşlarca” kurulacak olan okulların tanınması, bu okullarda derslerin resmi program gereği Türkçe okutulması ve Yunan dilinin zorunlu olarak öğretilmesi öngörülmüştür.[2]
  • 1915 yılında (568) sayılı yasayla, öğrencilere kendi dilleri ve dinleri yanında “Osmanlı ve İsrail/Yahudi Okullarında Yunan Dilinin Öğretilmesi” hakkındaki yasa çıkarılmıştır.
  • 1920 Yunan Sevr’inin  (8). ve (9). Maddeleri ile,
  • 24 Haziran – 3 Temmuz 1920 Tarih ve (2345) Sayılı “Müftülükler ve Başmüftü Seçimi ile İslâm Cemaatlerine Ait Vakıf Gelirlerinin Yönetimine Dair Geçici Kanun’u” çıkarmıştır. Her ne kadar bu yasada Müslüman Türk Azınlığın okullarının açılması ve işleyişi hakkında düzenlemeler YOKSA da sözü edilen azınlık okullarının Başmüftü ve illerdeki Müftüler tarafından idari denetimleri hakkında hükümler vardır.[3]
  • 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşmasının  (40). Ve (41). maddeleri Müslüman Türk Azınlığa eğitim konusunda daha geniş haklar tanımıştır.[4]
  • Birinci Dünya Harbi ve devamında yaşadığımız Kurtuluş Savaşı sonrasında 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ile giderleri Türk azınlık tarafından karşılanmak üzere her türlü okul ve buna benzeri eğitim öğretim kurumları KURMA, YÖNETME ve DENETLEME, ayrıca bu kurumlarda serbestçe KENDİ DİLİNİ KULLANMA HAKKI azınlığa tanınmıştır.
  • Bu haklar Türkiye ile Yunanistan arasında  imzalanan 1951 ve 1952  “Kültür Anlaşmaları”  ve “1968’de imzalanan Kültür Protokolü” ile güçlendirilmiştir.
  • 20.04.1951’de imzalanan Kültür anlaşmasına göre iki ülkenin karşılıklı öğretmen değişimi yapması kabul edilmiştir. Gümülcine Celal BAYAR Lisesi bu anlaşmadan sonra kurularak öğretim kadrosu Türkiye’de eğitim almış öğretmenlerden oluşmuştur.
  • 1973 yılında bu uygulamaya Yunanistan tarafından son verilmiştir. Bu tarihten sonra azınlık okullarına eğitim seviyeleri ve akademik formasyonları yetersiz Selanik Özel Pedagoji Akademisi (SÖPA) mezunları tayin edilmeye başlanmıştır.  Fakat, verilen  formasyonun yetersizliği azınlık okullarında verilen eğitimin kalitesini de olumsuz yönde etkilemiş, bu nedenle BTTA’nın sözkonusu akademiye yönelik uzun yıllar süren tepkisinin ardından 2014 yılında SÖPA kapatılmıştır.
  • 1995 yılında çıkarılan bir yasa ile YÜKSEK OKULLARA girişte azınlık mensuplarına kontenjan uygulaması getirilmiştir.[5]
  • Azınlık okullarında Türkçe derslerin sayısı azaltılmış, Yunanca derslerin sayısı arttırılmıştır. Hükümet, almış olduğu kararlar çerçevesinde Türkleri, etnik kimliklerinden ve anadillerinden uzak tutmaya çalışmış ve bölgede yaşayan Türk azınlığın en temel hakkı olan eğitim alma hakkını ihlal etmiştir.[6]
  • Lise 1, 2 ve 3.sınıflar için 1984 yılına kadar azınlık dilinde yapılan bitirme sınavları, bu yıl içerisinde, dersi veren Türk öğretmenle birlikte okul dışından gelen iki öğretmenin oluşturduğu bir komisyon tarafından yapılmaya başlanmıştır. Türkçe işlenen derslerin Yunanca olarak değerlendirilmesi haliyle başarı oranının çok aşağılarda kalmasına yol açmıştır. Söz konusu uygulamanın en önemli sonucu azınlık okullarına ilginin hızla azalması olmuştur. Azınlığın tepkisi üzerine söz konusu komisyon sınavları bugün sadece Lise 3. sınıf öğrencileri için uygulanmaya başlanmıştır.
  • Bitirme sınavı uygulamasının ortaöğretim kurumlarına etkisi ise daha ağır olmuş, okula kayıtlar azalmış, hatta Gümülcine´deki C. Bayar Lisesi 1985-1990 yılları arasında mezun verememiştir. 80´li yılların ortalarında kapanma sınırına yaklaşan bu liselerin ögrenci sayılarında son yıllarda önemli artış gözlenmektedir. Bunun sebebi büyük ihtimalle koşullardaki görece iyileşme ile birlikte, azınlık mensuplarına üniversiteye girişte kontenjan ayrılmış olmasıdır.[7]
  • 2008 yılından bu yana uygulanan 10 yıllık zorunlu eğitim sistemi çerçevesinde, 1 yıllık anaokulu eğitimi de zorunlu eğitim kapsamına alınmıştır. Batı Trakya Türkleri azınlık okullarının bulunduğu her yere azınlık anaokulları kurulması talebini yıllar boyunca tekrarlamaktadır. Ancak, Yunan yönetimi yalnızca Türk çocuklarının devam ettiği ve Türkçe-Yunanca eğitimin yapıldığı azınlık ilkokullarının yanına, sadece Yunanca eğitim veren anaokulları kurmuştur.[8]
  • Hâlihazırda azınlık okulları, ne Yunanistan’ın ulusal eğitim hedefleriyle, ne de Türkçe müfredat ile Yunanca öğretim arasındaki hassas dengeyle uyumlu olmayan karmaşık, kısıtlayıcı bir dizi kanun ve yönetmeliklerle idare edilmektedir.[9]
  • Bazı uzmanlar, bir umutsuzluk duygusu yaratmak ve ebeveyni, çocuklarını asimilasyonu hızlandırıp derinleştirecek olan devlet okullarına göndermeye zorlamak amacıyla azınlık eğitiminin kalitesinin kasıtlı olarak düşürüldüğü kanısındadır.[10]

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM  Başkanı


[1] https://www.mfa.gov.tr/bati-trakya-turk-azinligi.tr.mfa,  Yunanistan’daki Türk Varlığı.

[2] 1913 tarihli Atina Barış Antlaşmasının 3 Numaralı Protokolünün 6. paragrafı veya maddesine göre; “Kadı – Müftü yani “dini hukuku” başka bir deyişle “şeriat hukukunu” bilen din adamları yetiştirmek üzere bir özel kuruluş (okul) açılacaktır.”

Bahse konu Protokolün 15. maddesine göre ise;

–              “Özel Müslüman Okulları ve özellikle Selanik’teki Mithat Paşa Sanat Okulu tanınacak ve bunların kurulduğu günden beri kendi giderlerini karşılamak üzere malik oldukları gelir getirici mülkleri saklı kalacaktır.

–              “Aslında var olan veya tanınmış Müslüman kişilerden kurulan komisyonlarca yapılacak tüm Özel İslâm Okulları hakkında da bu yönde işlem yapılacaktır.

–              “Başmüftü ile Müftüler ve Yunan hükümetinin müfettişleri bu okulları teftiş edebileceklerdir.

–              “Öğretim resmi programa göre Türkçe yapılacak ve Yunan dili zorunlu olacaktır.”

Aslında var olan veya tanınmış Müslüman kişilerden kurulan komisyonlarca bütün özel İslâm okulları hakkında da bu yönde işlem yapılacaktır. Yunan hükümeti bu Antlaşma ve Protokol çerçevesinde üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmek üzere 1915 yılında 568 sayılı “Yeni Ülkelerdeki Osmanlı ve İsrail/Yahudi Okullarında Yunan Dilinin Öğretilmesi Hakkında”ki yasayı çıkardı. Bu yasanın 1. ve 2. maddelerinde sözü edilen Müslüman ve Musevi okullarda Yunancanın zorunlu dil olarak okutulması öngörülmekteydi. Söz konusu yasanın özellikle 2. maddesinde; Yunan Devletinin ilkokullarında 20 kişinin üzerinde (Osmanlı/Müslüman veya İsrailli/Musevi) öğrencinin bulunması halinde bunların kendi dilleri ve dinlerinin söz konusu okulda öğretileceği, Müslüman veya Musevi öğretmenlerin, her dinin il dini liderinin önerisi ve Ortodoks Hıristiyan Yunanlı ilkokul Müfettişinin görüşü alınarak vali tarafından atanacağı öngörülmektedir. Yunanistan tarafından 1919 yılında “İlkokul Öğretimi Hakkında” 1242 B’ sayılı yasa çıkarılmıştır. Bu yasanın en önemli düzenlemesi, Ortodoks Hıristiyan Yunanlı Yunanca dili öğretmenlerinin Cumartesi ve Pazar günleri de çalışmalarını öngörmüş olmasıdır. Bu yasa, o  dönemde Yunanistan’daki Müslüman Türk azınlığın eğitim ve öğretimi hakkında en temel yasalardan biri olmuştur.

[3] Bahse konu yasanın 10/1. maddesinde; “Müftüler, Şer’i görevlerini yapmakla yükümlü oldukları gibi bölgeleri içindeki cemaatin eğitim ve öğretim işleri ve din işleriyle uğraşan kimseleri denetlemek de yetkileri içindedir. Bundan başka, Cemaat İdareleri tarafından yönetilen vakıf gelirlerini de denetleyebilirler.” denilmektedir.

Aynı yasanın 12/1. maddesine göre; okullara ait mülklerin (vakıfların) yönetimi, İslâm Cemaati ve vakıf mütevelli heyetleri tarafından yerine getirilecektir. Böylece 2345/1920 sayı ve tarihli yasa Müftüyü, bölgesindeki eğitim kurumları ve okulların ekonomik işleri konularında bir nevi en yüksek dereceli idari yetkili kılmaktadır.

Aynı yasanın 13/1. maddesinde; Yunanistan’daki Müslümanların din görevlisi ihtiyaçlarını karşılamak üzere “naip” yetiştirmek için Atina’da, masraflarını Yunan hükümetinin karşılayacağı, din görevlisi yetiştirecek bir “MÜVAP OKULU” açılacağı düzenlenmiştir. Bu açılacak okulun yönetim masrafları, öğretmenlerin maaşları, okul binasının kirası, öğrencilerin yiyecek, içecek ve diğer masrafları için Yunanistan Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığının giderler bütçesine her yıl yüz bin (100.000) Drahmi ödenek ekleneceği öngörülmektedir. Fakat bu okul Yunanistan tarafından hiçbir zaman açılmamıştır.

[4] https://www.batitrakya.org/bati-trakya/bati-trakya-insan-haklari/egitim-sorunu.html  (8. ve 40. maddelerde Müslüman Türk azınlığın kendi dilini serbest şekilde kullanabileceği okulları kurma, yönetme ve denetleme hakkına sahip olacağı, 9. ve 41. maddelerde ise devletin, Müslümanların önemli oranda bulundukları yerlerde kendi dillerinde eğitim görmeleri için gereken kolaylıkları sağlayacağı ve Müslümanlara genel ve yerel bütçeden pay ayrılacağı belirtilmektedir.)

[5] Cem ŞENTÜRK, Yunanistan`da Azınlık Eğitiminin Sorunları. ABFFT, Witten – Eylül-2005.

[6] Halil, İlnur, “Batı Trakya Türk Okullarında…”, s. 98.

[7] Cem ŞENTÜRK, Yunanistan’da Azınlık Eğitiminin Sorunları, BTTF, Bilimsel Araştırmalar Serisi No.1

[8] Cemil KABZA, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, 11 temmuz 2021

[9] Cemil KABZA, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, 11 temmuz 2021

[10] Cemil KABZA, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, 11 temmuz 2021

Sosyal Medyada Paylaş
Picture of Süheyl ÇOBANOĞLU
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Başkanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BENZER İÇERİKLER

BALKAN SAVAŞLARI – 4

1908 yılındaki 2.Meşrutiyet’in ilanı sonrası siyasal çalkantılar devam etmekteydi ve

BALKAN SAVAŞLARI – 3

Osmanlı Avrupa’sının 20.nci yüzyıl başında elimizden çıkmasıyla sonuçlanan Balkan Savaşları