1910’larda, bir ayağı Adriyatik Denizinde, bir ayağı Yemen’de, bir eli GİRİT’te, diğeri Basra Körfezinde olan, üç kıtaya yayılmış Osmanlı İmparatorluğu zorkuklar içindeydi. İmparatorluğu oluşturan değişik milletler, değişik dinlerden kurulu toplumlar, bağımsızlık istiyorlar, Devlete karşı silahlı ayaklanmalara girişiyorlardı. Traplusgarp nedeniyle İtalyanlarla savaşırken Arnavutluk isyanı, o bitmeden Arabistan’da İmam Yahya ayaklanması, arkasından Makedonya Bulgar gizli ihtilal komitelerinin faaliyetleri yoğunlaşmaya başlıyordu. Yüzyıllardır beraber yaşayan, Bulgar’ı, Sırb’ı, Yunan’ı, Arnavut’u ve Türk’ü birbirine girmeye başlamıştı.[1]
Bunlara karşılık Osmanlı yönetimi, otoritesini ve güvenilirliğini kaybetmiş, 1908 de kurulan mecliste, 60 Arap, 25 Arnavut, 23 Rum, 12 Ermeni, 5 Yahudi, 4 Bulgar, 3 Sırp, 1 Ulah olmak üzere toplam 133 çeşitli milletlere mensup milletvekili ve 127 de Türk milletvekili bulunuyordu. Şeriat taraftarları, 13 NİSAN 1909 da (eski tarihle 31 Martta) ayaklanarak hükümeti düşürüyor ve yeni hükümeti kuruyorlardı. “İttihat ve Terakki Cemiyeti”, zor elde edilen meşrutiyet yönetimini tekrar tesis etmek maksadıyla, Selanik’te bulunan bir Tümen gücünde “Harekat Ordusu” ile İstanbul’a intikal ediyor, ayaklanmayı bastırıyorlar ve yönetimi tekrar kontrol altına alıyorlardı. Yani Osmanlı devletini saran alev çemberi yavaş yavaş daralırken, içerde de iktidar mücadeleleri nedeniyle otorite boşluğu, bu ateşi daha da körüklemekteydi.[2]
İkiyüz yıldan beri sürüp gelen acı yenilgiler yüzünden yavaş yavaş parçalanan İmparatorluğun yok olması ihtimali, Rusya’nın takip ettiği Panslavizm politikası ve Balkan halklarında bağımsızlık ülküsünün canlanması karşısında özellikle Rusya, İngiltere ve Avusturya’nın Osmanlı Devleti’nin mirasından daha fazla pay koparma tutkusu ve çıkar kaygıları Balkan Savaşlarına zemin hazırlamıştır.
1878 tarihli Berlin Antlaşması’nda umduğunu bulamayan Bulgaristan, bağımsızlığını kazandıktan sonra Balkanlar’da etkin bir politika izlemeye başlamıştı. Bosna-Hersek’in ilhakı ise Sırbistan’ı aynı yönde bir politika izlemeye itti.[3]
1912 yılında bu iki devletin çıkarlarının çatışmaması için RUSYA, Bulgaristan ve Sırbistan arasında arabuluculuk ve düzenleyicilik yapmaya başladı. Osmanlı Devleti’ne karşı yapılan ittifaka Yunanistan ve Karadağ da katıldı.[4] Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ta İtalya ile savaştığı sırada Türklerin Balkanlardaki varlığına son vermek isteyen Yunanistan Kırallığı, Bulgaristan Kırallığı, Sırbista Kırallığı ve Karadağ Kırallığı, Rusya‘nın aracılığıyla aralarında anlaştılar.
Balkan Devletleri birbirleriyle anlaşırken, Babıâli gözleri görmeyen, kulakları duymayan bir ama gibi, beliren tehdidin farkına varamıyorlardı. Dışİşleri Bakanı Noradunkyan “Bulgar Devletinin Osmanlı Devleti’ne saldırmayacaklarına dair, Yüce Meclise teminat veririm” diyor. Başbakan Sait Paşa “Balkan Hükümetleriyle ilişkilerimiz en iyi şekilde yürümektedir” ifadesini kullanıyor ve Yunanistan Kralı Venizelos ve Rus Dışişleri Bakanı Sazanof’a övgüler yağdırıyordu.[5] Koskoca İmparatorluk Yönetimi bu aymazlık içindeyken, Balkan Devletleri 30 Eylül 1912’de peşpeşe seferberlik ilan ediyordu. Buna rağmen Balkan devletlerini kışkırtmamak ve barışçı niyetini göstermek için Osmanlı sadece Rumeli ve Batı Anadolu’da seferberlik ilan ediyordu.
Babıali’ye ortak bir nota vererek üç gün içinde eski Sırbistan, Makedonya, Arnavutluk ve Girit’e muhtariyet verilmesini, Makedonya’da ıslahat yapılmasını isteyen Balkan Devletlerinin istekleri reddedilince de bunu bahane ederek, 8 Ekim 1912’de Karadağ’ın Osmanlı Devleti’ne saldırısıyla Balkan savaşlarının birinci safhası başlamış oldu. Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan’ın katılımıyla genişleyen Balkan Savaşı’na hazırlıksız bir şekilde giren Osmanlı, Balkanlar’daki ve Ege Denizi’ndeki 550 yıllık hakimiyetini yani vatanını tamamen kaybetti.
Üst üste gelen mağlubiyetler üzerine Osmanlı Devleti Bulgaristan’a müracaat ederek ateşkes istedi. Böylece 3 Aralık 1912’de imzalanan ateşkes antlaşması ile Bulgaristan ile silahlı çatışma durmuş oldu. I.nci Balkan Harbi çeşitli fasılalarla yedi buçuk ay devam etti ve ayakta kalan son kale İşkodra’nın da düşmesi sonucu 23.Nisan.1913’te son buldu.
Avrupalı devletlerin araya girmesiyle toplanan Barış Konferansı sonunda 30 Mayıs 1913’te Balkan devletleri ile Osmanlı Devleti arasında Midye-Enez hattı Osmanlı-Bulgar sınırı olarak kabul eden LONDRA ANTLAŞMASI imzalandı. Bulgaristan böylece, Edirne dahil Kavala ve Dedeağaç arasındaki toprakları da alarak Ege Denizi’ne ulaşıyordu.
Osmanlı Devleti, Ege adalarının durumunun tayinini ve Arnavutluk’un sınırlarının çizilmesi işini büyük devletlere bırakmaktaydı. Selanik, Güney Makedonya, Gökçeada (İmroz) ve Bozcaada dışındaki Ege adaları Yunanistan’a verilirken Girit hukuken Yunanistan’a terk edilmekteydi. Kuzey ve Orta Makedonya Sırbistan’a ; Silistre Romanya’ya bırakıldı. Arnavutluk’un bağımsızlığı kabul edildi. Bu antlaşma sonucunda İstanbul’da Bab-ı ali baskını gerçekleştiren İttihat ve Terakki’nin iktidar olduğu bir dönem resmen başlamış oldu.
Birinci Balkan Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin ağır mağlubiyete uğrayıp Balkanlardan çekilmesi sonucunda, Balkanlarda siyasi bakımdan büyük bir boşluk ve dengesizlik meydana geldi. Londra Antlaşması sonrası Bulgaristan’ın savaştan büyüyerek çıkması diğer Balkan devletlerini endişeye düşürmüş ve II. Balkan Savaşı’nın çıkmasına neden olmuştur. Ganimetin paylaşılmasında anlaşamayan Balkan devletleri, birbirine girdiler. Yunanistan ve Sırbistan’ın ittifak yapması üzerine Bulgaristan, 29 Haziran 1913’te Yunanistan ve Sırbistan’a savaş açtı. Bulgaristan’dan Dobruca’yı isteyen Romanya da savaşa girdi. Bulgar kuvvetlerinin zor duruma düşmesinden istifade eden Osmanlı Devleti de Edirne’yi geri aldı.
Bu arada 31 Ağustos 1913 tarihinde bağımsız “BATI TRAKYA GEÇİCİ HÜKÛMETİ” kurulmuş fakat ömrü kısa olmuştur.
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Bşk.V.
[1] https://www.turkcebilgi.org/kitap-ozetleri/b/balkan-savasi-24289.html
[2] https://www.turkcebilgi.org/kitap-ozetleri/b/balkan-savasi-24289.html
[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/Birinci_Balkan_Sava%C5%9F%C4%B1
[4] https://tr.wikipedia.org/wiki/Birinci_Balkan_Sava%C5%9F%C4%B1
[5] https://www.turkcebilgi.org/kitap-ozetleri/b/balkan-savasi-24289.html