Bugün Batı Trakya Türklerini her yönüyle ele alacağımız yeni bir yazı dizisine başlıyoruz. Merak edilen tüm soruların cevaplarını bulacağınızı umuyorum.
- GİRİŞ
Batı Trakya Türkleri, 1923 Türkiye – Yunanistan Nüfus Mübadele Antlaşması dışında bırakılarak, Yunanistan sınırları içindeki Gümülcine (Rodop), İskeçe (Xanthi) ve Meriç (Evros) kapsayan Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde yaşayan ve/veya kökenleri itibariyle oralı olan MÜSLÜMAN TÜRKLERİ ifade eder. Osmanlı fetihleri ile bölgeye Anadoludan yerleştirilen kökeni Oğuzlar’a dayanan Türkmenlerdir. Yüzölçümü 8.758 km² olan Batı Trakya’da 150.000’i Müslüman ve Türk olmak üzere yaklaşık 400.000 kişi yaşamaktadır.
Bölge Doğu Trakya ve Batı Trakya olmak üzere iki kısma ayrılır. Doğu Trakya, bugünkü Türkiye’nin Avrupa kıtasındaki arazisini teşkil eder. Bugün ifade edilen Batı Trakya ise , doğuda Meriç nehriyle Türkiye’den, batıda Mesta-Karasu nehriyle Yunanistan Makedonya’sından, kuzeyde Rodop dağları ile Bulgaristan’dan ayrılmış olup güneyden de Ege deniziyle çevrilidir. 1912-1913 Balkan Savaşıyla elimizden çıkana kadar 550 yıl Osmanlı idaresinde kalmıştır.
1913’te kurulan “BATI TRAKYA HÜKÛMET-İ MÜSTAKİLESİ” sınırları esas alındığında bir kısmı Yunanistan’ın, diğer bir kısmı da Bulgaristan’ın sınırları içinde bulunmaktadır.[1]
Batı Trakya, Osmanlı Devleti tarafından 1363 yılında fethedilişinden ve bölgeye Türklerin yerleşmeye başlamasının ardından 1913 yılında I. Balkan Savaşı ile Bulgaristan‘a geçene kadar 549 yıl Osmanlı yönetiminde kalmıştır. Bölgeye 1357-1359 yılları arasından Anadoludan Türk göçleri yoğun bir şekilde gerçekleşmiştir. 1360 yılına ait belgelerde bu bölgede Türkçe adlar taşıyan birçok köy ve çiftliğin kurulmuş olduğu görülmektedir.[2]
- BATI TRAKYA’daki OSMANLI-TÜRK VARLIĞI
Osmanlılar’ın 1352’de Rumeli’ye geçmeleriyle birlkte Türk akınlarına hedef olan Batı Trakya’da 1360’ta başta Dedeağaç (Mekri) olmak üzere sırayla Dimetoka ve çevresi alındı. 1360 yılında tahta geçen Osmanlı Padişahı I.nci Murat zamanında 1363’te Sazlıdere Muharebesi’nden sonra Edirne’nin ele geçirilmesinin ardından Gazi Evrenos Bey Gümülcine ve yöresini Osmanlı topraklarına kattı. Balkanlar’da ilerlemeye devam eden Osmanlı kuvvetleri 1372’de ikinci Çirmen veya Meriç savaşıyla, elden çıkmış olan Gümülcine’yi tekrar aldığı gibi bu şehirden başka Borla, İskeçe, Marolye (Maroniye), Kavala, Drama, Zihne ve Serez’i de zaptetti ve böylece Makedonya ticaret yolları Osmanlılar’ın kontrolüne girdi.[3]
Osmanlı fütuhatıyla birlikte yöreye Anadolu’nun çeşitli kesimlerinden büyük miktarda Türk nüfusu nakledildi. Sultan I. Murad döneminden itibaren Gümülcine, Dimetoka ve Ferecik’e Bergama, Söğüt, Saruhan, Menteşe, Hâmid, Gerede, Göynük, Canik, Ahlat, Ayvalı, Ayıntab (Gaziantep) gibi Anadolu’nun çeşitli yerleşim birimlerinden nüfus nakledildiği gibi Özbek, Dânişmendlü, Saruca Dânişmend, Saruhanlu, Karagözlü, Bayat, Dağeri, Yörükler, Arpuz Ata, Saltuklu, Oğuz, Döğerdüğünü, Barak, Sıçanlu, Salur, Eymir ve Bayındur gibi Türkmen boylarına mensup gruplar yerleştirilerek mahalle ve köyler teşkil edilmiştir. Getirilen bu aşiret ve ahali grupları yerleştikleri yörelere aşiretlerinin veya geldikleri Anadolu şehirlerinin isimlerini verdikleri gibi Eskici Hacı, Debbâğlar, Hacı Karagöz, Kadı Mescidi, Hacı Hızır, Hacı Hayreddin, Koca Nasuh, Yenice, Bergamalu, Aşçı Mescidi, Obacılar, Çekirdeklü, Balabanlu, Denizlü, Çobanlu, Çakırlar, Çadırlu, Bulduklu vb. gibi Türkçe adlar taşıyan köyler kurmuşlardır.[4]
Bu nakil dışında çeşitli yörük teşekküllerinin de bölgeye yerleştirildiği görülmektedir. Bunlardan Tanrıdağı (Karagöz) yörükleri 1543’ten 1642’ye kadar olan dönemde Demirhisar, Kelmeriye, Drama, Kavala, Sarışaban, Çağlayık, Yenice-i Karasu, Gümülcine, Eğrican, Dimetoka, Ferecik ile Doğu Trakya ve Bulgaristan’a; Selânik yörükleri ise yoğun olarak bütün Makedonya ve Tesalya’ya, dağınık ve az olarak da Bulgaristan ve Dobruca’ya; Ofçabolu yörükleri de Manastır ve Kosova vilâyetleriyle az sayıda Bulgaristan ve Dobruca’ya yerleşmişlerdi. Ayrıca Vize yörükleri, Doğu Trakya ile Dimetoka ve Hasköy’de iskân edilmişti.[5]
Batı Trakya’da Türk illeri olan Gümülcine, İskeçe ve Dedeağaç olmak üzere üç vilayet yer almaktadır. Batı Trakya şehirlerinden Gümülcine, Dimetoka ve Ferecik’in tapu tahrir defterlerine göre; 1485-1519 yıllarında bölgede %89’unu Müslüman Türklerin oluşturduğu 38.750 kişi yaşıyordu.[6] 1920’li yıllarda ise 385.072 kişi yaşayan bölgenin %74’ünü Türkler oluşturuyordu. Yunanistan’ın 1829’da Osmanlı-Rus savaşı sonunda Mora’da 30.000 Müslüman ve Türk’ü soykırımla yokederek bağımsızlığını ilan etmesi ile başlayan sorunlar günümüze kadar devam etmiştir. Kuruluşundan itibaren topraklarını genişletmek ve bölgenin yerli halkı olan Türkleri yurtlarından çıkarmak amacıyla yapmış olduğu sistematik eritme politikalarını sürdürmüşlerdir…… (DEVAM EDECEK – 07.03.2023)
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Başkanı
[1] https://islamansiklopedisi.org.tr/bati-trakya
[2] Wikipedia
[3] https://islamansiklopedisi.org.tr/bati-trakya
[4] https://islamansiklopedisi.org.tr/bati-trakya
[5] https://islamansiklopedisi.org.tr/bati-trakya
[6] Ramazan Özey, Türk Dünyası, “Yunanistan Türkleri,” İstanbul 1997, s. 318