Mirgül Eren Griffe
Gecirdigimiz bu deprem felaketinden sonra yine bizlerin sayı saymayı bilmediğimize ve sayılara hukmedemedigimize karar getirdim.
Bu ülkede yaşayan insanlar sayı saymayı bilse ve sayılara hukmedebilse yaşanılan bu felaketin çok azı bir zararla bu doğal felaketi atlatabilirdik.
Şimdi bana siz; Olurmu bu diye tepki göstereceksiniz eminim ama gerçeklerle yüzleşme zamanımız geldi ve geçti bile.
Biz ve bizim gibi toplumlar matematik zekanın gelismesinden ziyade diğer melikelerimizi geliştirdiğimiz için bir türlü hesapları tutturamiyoruz.
Müspet bilimlerin hepsi sayısaldir.
Matematik bilmeyen mühendis olamaz biyoloji ve tıp biliminde bile matematik bilmek önemlidir. Tüm müspet bilimler sayisaldir.
Sayı saymasını öğrenememiş beyin bu bilimlerle uğraşamaz.
Yaşamın süsü olarak bilinen edebiyatta başarılı olmak iyi bir şiir yazmak için bile sayı saymasını bilmemiz lazımdır.
Hernekadar edebiyatla depremde yıkılmayacak dayanıklı binalara inşa edemezsek bile.
Ülkemizin fay hatları üzerinde olduğu bir gerçektir.Bunun içindir ki bu topraklardan bir sürü medeniyet geçmiş depremlerle yıkılmış bir daha kendilerini toparlayamadan yok olmuşlardır.
Fay hatları haritası ve nerelerde ne zaman depremlerin oldugu bilinen gerçeklik olduğuna göre; Buralarda yapılan depreme dayanıklı olmayan binaların hemde çok katlı olarak yapılmasının sebebi herhalde bol hikaye ve müzik dinleme zevkimizden olacak ki statik ve mühendislik hesaplarımiz pek tutmamış.
Bizler sadece; Parmaklarımızla ne kadar mülkümüz ve paramız varın hesabını yapacak kadar sayı saymasını öğrenmişiz.
Sayı saymayi ogrenemedigimiz; Matematiksel beyni gelistiremedigimiz zaman daha çok doğal felaketlerde AH VAH çekeriz ve daha nice masalları dinleriz. Rasyonel eğitimin olmadığı yerde; Toplumsal gelişme ve ilerleme olmaz.
Rasyonel eğitimin kökeni ise sayı saymayi öğrenmekle açıkçası Matematiksel işleyen beyinle olur.
Yoksa daha çok masal dinler dururuz.