Mert Ünsal
2024 Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları, Avrupa’nın siyasi manzarasında dikkate değer bir değişim olduğunu ortaya koydu ve seçimlerde aşırı sağ partilerin önemli kazanımlar elde etmesi, geleneksel merkez sağ ve sol partilerin güç kaybetmesine yol açtı. Bu gelişmeler, Avrupa’nın siyasi geleceği ve politika yapım süreçlerinde köklü değişiklikler olacağını göstermektedir. Bu yazımda bu değişimin olası etkilerini; Türkiye ve Yakın çatışma bölgelerine nasıl etki edebileceğini öncelikle mevcut durumu özetleyerek, tahminlerimi paylaşıyorum
Aşırı Sağ Partilerin Yükselişi
Seçim sonuçlarına göre, aşırı sağ partiler Avrupa Parlamentosu’nda önemli kazanımlar elde etti. Fransa’da Marine Le Pen liderliğindeki Ulusal Cephe Partisi (Rassemblement National) oyların %31,5’ini alarak birinci parti oldu. Bu, partinin şimdiye kadar elde ettiği en yüksek oy oranı ve Emmanuel Macron’un parlamentoyu feshetmesine yol açtı. Bu durum, Fransa’da siyasi krize neden olurken, yeni seçimlerin 30 Haziran’da yapılmasına karar verildi.
Almanya’da ise aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi, ikinci sıraya yerleşerek Şansölye Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi’ni (SPD) geride bıraktı. Bu sonuçlar, Almanya’da da önemli siyasi yankılar uyandırdı ve mevcut hükümet koalisyonunun güvenilirliğini zayıflattı.
Parlamento Kompozisyonundaki Değişiklikler
Bu seçimlerde, kimlikçi ve demokrasi yanlısı ID Grubu 40 sandalye kazanarak Avrupa Parlamentosu’ndaki en büyük üçüncü grup haline geldi. Ayrıca, Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular (ECR) grubu da 18 sandalye kazandı. ID ve ECR grupları birlikte, toplam sandalye sayısının %25’ini oluşturarak ilk kez EPP (Avrupa Halk Partisi) ve S&D’yi (Sosyalistler ve Demokratlar) geride bıraktı.
EPP, Almanya, İtalya, Romanya ve İrlanda’da önemli kayıplar yaşadı, ancak İspanya’da bazı kazanımlar elde etti. S&D ise Almanya ve Hollanda’da sandalyelerini kaybederken, Polonya’da bazı kazanımlar elde etti. Renew Europe (RE) ise Fransa ve İspanya’da kayıplar yaşadı ve en çok sandalyeyi Çek Cumhuriyeti ve İtalya’da kazandı.
Koalisyon Dinamiklerindeki Değişimler
Avrupa Parlamentosu’ndaki sağ partilerin toplam gücü arttı ve sol partilerin zayıflamasıyla birlikte, yeni koalisyon dinamikleri oluştu. Önceki dönemlerde çoğunluğu elinde bulunduran EPP ve S&D’nin oluşturduğu “büyük koalisyon” sandalye sayısının %45’inden %42’sine düştü. RE grubunun eklenmesiyle oluşan “süper büyük koalisyon” ise %60’tan %54’e geriledi. Bu, bu üç grubun birlikte hareket ettiğinde bile çoğunluğu sağlamakta zorlanabileceği anlamına gelmektedir.
Buna karşılık, aşırı sağ koalisyon – EPP, ECR ve ID gruplarından oluşan – sandalye oranını %43’ten %49’a çıkararak ilk kez RE’nin sağında çoğunluk oluşturabilecek bir duruma geldi. Bu, Avrupa Parlamentosu’nda sağ kanadın politikalarını daha etkili bir şekilde uygulayabileceği anlamına gelmektedir.
Avrupa Parlamentosu 2024 Seçim Sonuçlarının Türkiye ve Mevcut Çatışma Bölgelerine Etkisi
2024 Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları, Avrupa’nın siyasi manzarasında önemli değişikliklere neden oldu. Bu değişiklikler, Avrupa Birliği’nin dış politika ve güvenlik stratejilerini de etkileyebilir. Bu bağlamda, Türkiye ve mevcut çatışma bölgeleri üzerinde olası etkileri incelenerek aşağıdaki özet çıkartılmıştır.
Türkiye Üzerindeki Etkileri
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağ partilerin yükselişi, Türkiye-AB ilişkilerini daha da karmaşık hale getirebilir. Aşırı sağ partiler, genellikle göçmen karşıtı ve İslamofobik söylemleriyle bilinir ve Türkiye’nin AB üyelik sürecine karşı olumsuz bir tutum sergilerler. Bu durum, Türkiye’nin AB ile olan müzakerelerinde daha fazla zorluk yaşamasına neden olabilir.
1. Gümrük Birliği Müzakereleri: Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi konusundaki müzakereler, aşırı sağın etkisiyle sekteye uğrayabilir. Aşırı sağ partiler, ekonomik entegrasyona ve Türkiye ile ticaretin artmasına karşı çıkabilir.
2. Göç Politikaları: Aşırı sağ partiler, göçmen karşıtı politikaları desteklemekte ve Türkiye ile yapılan göç anlaşmalarını yeniden gözden geçirmek isteyebilir. Bu, AB’nin Türkiye’ye verdiği mali desteği azaltabilir ve Türkiye’nin mülteci kriziyle başa çıkma kapasitesini olumsuz etkileyebilir.
3. İnsan Hakları ve Demokrasi: Avrupa Parlamentosu’ndaki aşırı sağın etkisi, Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi konularında daha fazla eleştiriye maruz kalmasına neden olabilir. Bu, Türkiye’nin uluslararası alanda daha fazla baskı altında kalmasına yol açması muhtemeldir.
Mevcut Çatışma Bölgelerine Etkileri
Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları, AB’nin dış politika ve güvenlik stratejilerini etkileyebilme potansiyeline sahip olmuştur. Özellikle Ukrayna, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki çatışma bölgelerinde değişiklikler yaşanabilir.
1. Ukrayna ve Rusya: Avrupa Parlamentosu’ndaki sağ partiler, Rusya’ya karşı daha sert bir tutum benimseyebilir. Bu durum, AB’nin Ukrayna’ya verdiği desteği artırabilir ve Rusya ile olan gerilimi tırmandırabilir. Aşırı sağ partiler, Rusya’nın Avrupa üzerindeki etkisini azaltmak için daha fazla yaptırım uygulanmasını destekleyebilir.
2. Orta Doğu: Orta Doğu’daki çatışma bölgelerine yönelik AB politikaları da etkilenebilir. Aşırı sağ partiler, genellikle bölgedeki askeri müdahalelere ve mülteci akışına karşı daha sert önlemler alınmasını savunurlar. Bu, AB’nin Orta Doğu’daki barış süreçlerine katkısını sınırlayabilir ve bölgedeki istikrarsızlığı artırabilir.
3. Kuzey Afrika: Kuzey Afrika’daki çatışma bölgelerinde de benzer etkiler gözlemlenebilir. Aşırı sağ partiler, bölgeden gelen göçmen akışını durdurmak için sınır güvenliğini artırma ve askeri müdahaleleri destekleyebilir. Bu durum, bölgedeki insani krizleri derinleştirebilir ve AB’nin bölgeye yönelik insani yardım çabalarını azaltabilir.
Sonuç
2024 Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları, Avrupa Birliği’nin Türkiye ve mevcut çatışma bölgelerine yönelik politikalarında önemli değişikliklere yol açabilir. Aşırı sağ partilerin yükselişi, Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerinde daha fazla zorluk yaşamasına neden olurken, çatışma bölgelerine yönelik AB politikalarını da daha sert ve sınırlayıcı hale getirebilir. Bu gelişmeler, hem Türkiye hem de çatışma bölgelerindeki istikrar ve barış süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Avrupa’nın siyasi manzarasındaki bu dönüşüm, uluslararası ilişkilerde yeni dinamiklerin oluşmasına yol açacaktır.
Mert Ünsal, Ma