BALKAN  SAVAŞLARININ 110.ncu YILI – 1

Balkanlardaki ilk Türk varlığı, Hunların 4. yüzyılda bölgeye gelmesiyle başlamış ve daha sonraki yüzyıllarda Avarlar, Bulgarlar, Vardar Türkleri, Peçenekler, Uzlar, Kumanlar-Kıpçaklar gibi Türk kavimleri bölgeye göç etmiştir. Balkanlar’a kuzeyden gelen bu Türk kavimlerinden sonra 13. yüzyılda Anadolu’dan Selçuklu Türkleri ve onları takiben de 14. yüzyıldan itibaren Osmanlı Türkleri gelmeye başlamıştır. 1361’de Edirne’nin fethinden sonra Balkan topraklarına doğru genişleyen Osmanlı Devleti, Balkanlar’da kurulmuş ve bir Balkan İmparatorluğu olarak doğup gelişmiştir. Anadolu gibi Balkanlar da Türklere vatan olmuştur.[1]

19. yüzyıl boyunca Balkan  isyanlarıyla mücadele eden Osmanlı İmparatorluğunun ordusu savaş öncesi hazırlıkların yetersizliği , siyasi ve askeri zihniyetin bozulması yüzünden bir sürü haline gelmiş , çok miktarda malzeme, top ve mühimmat araziye serpilip kalmıştı. Doğu Ordusu, ciddi hiçbir düşman baskınına uğramadan keşifsizlik , bilgisizlik yüzünden, hiç bitmeyen “düşman geliyor, gidiyor” havadisleri arasında bocalamış ve nihayet büsbütün dağılmıştı.

08 Ekim 1912’de başlayan  I.nci Balkan Savaşı sonunda, 30 Mayıs 1913’te imzalanan  Londra Antlaşmasıyla tüm Balkanları yani Avrupa Türkiyesini kaybederek  550 yıllık vatanımızı terkedip aç sefil , perişan bir vaziyette Anadoluya göçmek zorunda kaldık.

1699 Karlofça ile Orta Avrupa’dan başlıyan geri çekiliş , 1774 Küçük Kaynarca sonrası Balkanlardan çekilişe dönmüş , 200 yıldır süregelen toprak kayıplarına 1878 Berlin Antlaşması’yla , önemli miktarda kayıp daha eklenmişti. 

Balkan halkları,  1912’ye kadar  geniş topraklar kazanarak bağımsızlıklarını kazanmış  ve siyasi emellerine fazlasıyla yaklaşmış olmalarına rağmen  daha fazlasını almak arzusundaydılar. Acı yenilgiler yüzünden yavaş yavaş parçalanan İmparatorluğun yok olması ihtimali  herkesin iştahını kabartmaktaydı.

İkinci Abdülhamid Han’ın Balkan ülkelerinin birleşmesini önlemek için tahrik ettiği kilise ihtilafı , 1911’de çıkarılan ittihad-ı anasır kanunuyla halledildi. Bu durum ise, Bulgaristan ve Yunanistan’ın arasındaki ihtilafı çözdüğü için , şimdi her ikisi için de ortak düşman , Osmanlı Devleti olmuştu.

1878 tarihli Berlin Antlaşması‘nda umduğunu bulamayan Bulgaristan 1908 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra Balkanlarda etkin bir politika izlemeye başlamıştı.

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu‘nu1908 yılında Bosna-Hersek‘i ilhak etmesi ise Sırbistan‘ı aynı yönde bir politika izlemeye itti.

Devlet en buhranlı günlerini yaşıyordu. 1910 Eylül’ünde başlayan Trablusgarb Savaşı devam ediyordu. İtalyanlar oniki Ada’yı işgal ettikten sonra Çanakkale’ye dayanmışlar ve İstanbul’u tehdit etmeye başlamışlardı.

Limanlarımız arasında gemiler Rumlar, İngilizler, İtalyanlar, Fransızlar tarafından işiletiliyordu. Anadoludan Rumeliye asker geçirmek gerektiğinde  Rum Kaptan ve tayfalar  Türk Askerini taşımak istemiyor, işi yavaşlatarak geciktiriyordu. Trenleri Ermeni ve Rumlar kullanıyordu. Sadece KIŞLALAR ve CAMİLER  BİZİMDİ…Demiryolları, bankalar, limanlar, madenler tüm işletmeler yabancıların elindeydi…

Uzun yıllar boyunca Rusya’nın Osmanlı coğrafyasındaki hakimiyetine razı olmıyan İngiltere ;   Cebelitarık-Malta – 1878’de Kıbrıs  ve 1882’de Mısır’ı işgal ettikten sonra petrol  bölgelerini ele geçirmek amacıyla  boğazlar ve Osmanlı Devleti ile ilgili politikasını değiştirdi. 1908 yılında Estonya’nın Başkenti Reval (Talin)’de Rusya’yla gizli bir anlaşma yaparak İstanbul ve Boğazlar üzerindeki talepleri  konusunda Rusya’yı  serbest bıraktı.

Rusya, 1905 RUS-JAPON Harbinde Japonlara yenilince yayılma ve ilgi sahasını Uzak Doğudan tekrar Balkanlara ve Osmanlı imparatorluğu toprakları üzerine kaydırdı. Çar Deli Petro ile başlayan “sıcak denizlere inme” siyaseti gereği olarak Balkanlarda genişleme, Karadeniz kıyılarına hakim olma ve Boğazları ele geçirmeyi istiyordu. Hedeflerine ulaşabilmek için de Balkanlardaki Slav ırkının koruyuculuğunu kullandı. Bulgar ve Sırp devletlerinin genişlemesi için destek sağladı.  (DEVAM EDECEK)

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.


[1]https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/612343/yokAcikBilim_10138819.pdf?sequence=-1

Sosyal Medyada Paylaş
Picture of Süheyl ÇOBANOĞLU
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Başkanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BENZER İÇERİKLER