Yirminci yüzyılın başında Türkler tarafından kurulan ve üç ay sonra tekrar Türkler tarafından yıkılan bir cumhuriyettir Batı Trakya Türk Cumhuriyeti. İşin ilginç yanı o zaman Dedeağaç kendine verilmesi karşılığında bu cumhuriyeti tanımaya hazırlanan ülke de bugün Batı Trakya da Türk yoktur Müslüman Yunan azınlığı var diyen de Yunanistan’dır. Neresidir Batı Trakya? Nedir Batı Trakya sorunu?
Trakya toprakları bugün üç farklı siyasal üniteye ayrılmıştır. Bunlar Türkiye Trakya’sı, Bulgaristan Trakya’sı ve Yunanistan Trakya’sıdır. Türkiye’nin Marmara bölgesinin Avrupa’da kalan kısmı, Yunanistan’ın Kuzeydoğu kısmı ve Bulgaristan coğrafyasının güney kısımları, tarihte Trakya olarak adlandırılmıştır. Bulgaristan Trakya’sında yaşayan Türkler genel itibarıyla Bulgaristan ya da Balkan Türkleri olarak anılırken, bugün Batı Trakya denildiğinde ise Yunanistan Trakya’sında yaşayan Türkler anlaşılmaktadır. Bu ayrıma göre Türkiye’de kalan Ergene ovasına Doğu Trakya, Yunanistan’da yer alan Gümülcine ovasına ise Batı Trakya denmektedir. Siyasal olarak da kabul gören görüşe göre, Rodop Dağlarının güneyinde Türkiye sınırının batısında yaşayan Türk nüfusa, Batı Trakya Türkleri denmektedir. Batı Trakya bölgesi de doğuda Meriç nehri, batıda Mesta-Karasu nehri, kuzeyde Rodop dağları ve güneyde Ege denizi ile çevrili coğrafyadır. Yüzölçümü 8.578 km2 dir. Batı Trakya bugün emperyal devletlerin Türklerin Rumeli’den çıkarılma planında; Türkiye Rumeli’sinden koparılarak, Yunanistan ve Bulgaristan arasında bölüştürülmüştür. Hem nüfusun çoğunluğu Türk olan bu bölge Türkiye’den koparılmış, hem de Bulgaristan’ın Ege Denizine çıkışı kesilirken, Yunanistan’ında bir hançer gibi bu coğrafyaya girmesi sağlanarak üç ülke arasında sorunun kalıcılığı sağlanmaya çalışılmıştır.
Batı Trakya Osmanlı idaresinden çıktığı 1913 yılında nüfusunun %79 u Türk, %13 ü Rum, geriye kalan %8 lik kısmı ise başta Bulgarlar olmak üzere Yahudi ve Romanlardan oluşan bir demografik yapıdadır. Osmanlı idaresinden, Balkan savaşları sonunda Bulgaristan’ın kontrolüne geçmiş, I. Dünya savaşından sonra da Yunanistan bu bölgenin hakimi olmuştur.
Osmanlı devletinin Rumeli’ye ilk geçişi 1321 yılıdır. Osmanlılar Marmara’dan Doğu Trakya sahiline çıkmışlar 1.5 yıl kadar bu bölgede kalmışlar sonra geri dönmüşler bu daha ziyade bir keşif amacı taşımaktadır. Rumeli bölgesine fetih amacı ile 1350 yılında Orhan Gazinin büyük oğlu Süleyman Paşa tarafından çıkmışlardır. 1354 yılında Gelibolu kalesi ve limanı Bizans’dan alınmış, 1357 yılına gelindiğinde Meriç’e kadar ulaşılmıştır. Batı Trakya topraklarının Türk hakimiyeti altına girmeye başlamasının ilk adımı Hacı İlbey’in Epition kalesinin ele geçirilmesi ile atılmıştır. Dimetoka 1361 yılında Osmanlı tarafından fetih edildiğinde Edirne’deki saray inşaatının sürdüğü dönemde Dimetoka geçici başkent olarak hizmet vermiştir. Oruç bey tarihinde Edirne de doğduğu bilinen II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmet) Dimetoka da doğduğu anlatılmaktadır. Enver Paşa tarafından sınır tadilatı adı altında Almanya’nın Osmanlı’ya baskısı ve ricası ile Bulgaristan’ının I. Dünya savaşına girme hediyesi olarak verilen Dimetoka şehri Yıldırım Beyazıd hanın ve II. Murad’ın doğum yeridir.1363 yılında Lala Şahin Paşa Edirne’yi fethetmiş, 1364/65 de Gazi Evrenos Bey Gümülcine’yi almıştır. Gazi Evrenos beyinde Gümülcine’de giriştiği ilk faaliyeti de, şehrin önemine binaen ve fetih sembolü olarak bir “İmaret” inşa ettirmek olmuştur. Batı Trakya’daki Türk hakimiyeti, 1363-1913 tarihleri arası olarak kabul edilmektedir. I. Murat döneminde Dimetoka’da kurulan Abdal Cüneyt zaviyesi, I. Beyazıd döneminde faaliyet gösteren Ahi Denek zaviyesi, Süleyman Paşa ile Trakya’nın fethinde önemli rol oynayan Seyid Ali Sultan’ın kurduğu “Kızıl Deli Tekkesi” bölgede İslam dininin tabana yayılmasında önemli rol oynamışlardır. Osmanlı devletinin 19. Yüzyıl idari taksimatında Edirne vilayetinin şehirlerinden olan Gümülcine’ye bağlı kazalara bakıldığında; İskeçe, Sultanyeri (Merkezi Koşukavak), Ahiçelebi (Merkezi Paşmaklı), Eğridere, Darıdere ve Robçoz (Merkezi Dövlen) kazaları görülmektedir.