Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinde tavşana kaç tazıya tut politikasını güden ABD’nin ikiyüzlü ve samimiyetsiz tavrı devam ediyor. Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis’in ABD ziyaretinde Başkan Joe Biden, kendisini Yunan Bayrağını simgeleyen mavi-beyaz kravatla karşılamış. “Merhaba, ben Joe Bidenopulos” diye de espri yapmıştı. Kongre üyelerinin kendisine itibarlı konuk muamelesi yaptığı, Miçotakis “Kıbrıs’ta iki devletli çözümü asla kabul etmeyeceğiz…” cümlesini telaffuz ettiğinde, Kongre topyekûn, 435 temsilci ve 100 senatör ayakta uzun uzun alkış tuttular…
Düzelmesi için on yıllar gereken batık ekonomisine rağmen sürekli silah satın alan Yunanistan, ABD ile beş yıllık savunma iş birliği anlaşması imzaladı ve bunun sonucu olarak Yunan topraklarının hemen her yerine ABD askerî gücü konuşlandırıldı…
Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğü gibi temel kavramlarla yıllardır Dünya’ya ayar veren, savaşlar açan, hükümetler yıkan ve kuran ABD ve emperyal güçlerin dünya halklarına verdikleri zarar, yıkım, vahşet ile döktüktükleri ve dökülmesine sebep oldukları kanın ve ölümüne sebep oldukları insanların vebalini nasıl ödeyecekler bilemiyorum… Bugün ayakta alkış tutup destek verdikleri Yunanistan’ın, SOYKIRIM SUÇLARIYLA lekelenmiş karanlık tarihini görmezden gelirken kendilerinin Amerikanın yerli halkı olan Kızılderililere yaptıkları SOYKIRIM ve insanlık dışı vahşetle yurtlarından zorla getirip köle olarak çalıştırdıkları Afrikalılar konusundaki insanlık suçlarını mı örtmek istiyorlardı?
Ayakta alkışladıkları Mora isyanı sırasında Yunanlıların Türklere yaptıkları çok sayıdaki SOYKIRIM örneklerinden bir örneği İngiliz yazar William St. Clair şöyle ifade ediyor; “Yunanistan Türkleri kendilerinden sonra çok az iz bıraktılar. Onlar ansızın ve tamamen 1821 yazında yok oldular. Bu yok oluş tüm dünyanın gözlerinden uzak oldu ve arkalarınca ağlanmadı. 20 binden fazla yaşlı, erkek, kadın, çocuk Türk; kendi komşuları Yunanlar tarafından birkaç hafta içinde öldürüldüler. Bu katliam acımasızca ve tereddütsüz hayata geçirildi…” duydunuz mu ABD’li senatörler…
Aşağıda rahmetli Turgut ÖZAKMAN’dan alıntı yaptığım bir yazıyı Türk siyasetçilerinin değerli bilgilerine sunuyorum.
“Düşünsene;
Köydesin. Tarlada uğraşıyorsun. Gazetelerden Yunanlıların Ege’ yi işgal ettiklerini okuyorsun. Yaşadığın köye çok uzaktalar. Sana gelene kadar durdurulacaklarını ve köyüne gelemeyeceklerini düşünüyorsun.
iki gün sonra gazeteye bakıyorsun. Komşu şehirdeler. Yolu yarılamışlar. Endişeleniyorsun. Birkaç gün sonra gazete de çıkmaz oluyor. Çevre köylerden haber geliyor. Hepsinin basılıp yakıldığını duyuyorsun. Bıçak kemiğe dayanmış. Gidecek yerin de yok.
Bekliyorsun. Sabah oluyor , akşam oluyor sonra tekrar sabah oluyor . Belki bizim köye gelmezler diyorsun. Köyden silah sesleri gelmeye başlıyor. Kaçınılmaz son geliyor. Artık senin köyündeler.
Düşünüyorsun.
Eşini kızını ve oğlunu kilere saklıyorsun. Silahını alıp evin camından dışarısını gözlüyorsun. Dakikalar sonra evin önünde 30 kişilik düşman müfrezesi görünüyor. Basıyorsun tetiğe. Biri indi. Bir daha basıyorsun. Bir düşman daha indiriyorsun Üç dört beş derken mermin bitiyor. Dalıyorlar evin içine. Dipçik ile suratını dümdüz ediyorlar. Aman beni vurup gitsinler de ailemi bulmasınlar diye dua ediyorsun.
Buluyorlar. Askerlerden üçü ” Biz bunu bir sorgulayalim ” deyip pis pis gülerek eşini sürükleyip ahıra götürüyor. Diğer üçü de kahkahalar ile ” Biz de bunu sorgulayalim” deyip kızını bahçeye çıkarıyor. Askerlerden biri oğlunu işaret ediyor.
Çaresizsin.
Beni vurun onlara dokunmayın diyorsun ama nafile. Ellerin bağlı. Bir şey yapamıyorsun. “Herşey buraya kadarmış” diyorsun. Tam bu esnada köyde silah sesleri başlıyor. Ancak bu sefer çığlıklar köylülerden değil düşman askerlerinden geliyor.
Türk askeri giriyor köye.
5 Mehmetçik evin arkasına koşuyor oğlanı kurtarmak için. Düşman askerini indirip oğlanı kurtarıyorlar. 4 Mehmetçik. Ahıra saldırıyor eşinin ırzına geçmesinler diye. Son anda yetişiyorlar. Orada ki düşman askerini de vurup hatunu kurtarıyorlar. Diğer Mehmetçikler evin bahçesine dalıyor. Kısa sürede çatışma bitiyor. Kıza da zeval gelmeden kurtarıyorlar.
O asker senin canını, namusunu , serefini kurtarıyor.
Şimdi sen bu askerlere ” Oruç tutuyor musun, namaz kılıyor musun , cumaya gidiyor musun, hangi partilisin, mezhebin nedir, dinin nedir ” diye soru sorar mısın ? O noktadan sonra senin için önemi olur mu ?
Bizi birleştiren partimiz , rengimiz, dinimiz ya da mezhebimiz değildir. Bizi birleştiren maya akrabalıktir, Türklüktür. Sizin köyünüze sıra gelmeden, birbirinize sahip çıkın…[1]
Cumhuriyetimizin kurucusu ve Türk milletinin kurtarıcısı Kahraman asker ve Büyük Önder Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün; “Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.” Sözlerinin rehberliğinde her türlü zorluğu ve zorbalığı yeneceğimize inanıyorum. Tarihten ders almayanlar için gerekirse tarihi yeniden yazmasını da biliriz…
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Bşk.V.
[1] Turgut ÖZAKMAN