13 Kasım’da Birinci Dünya Savaşı’nın galibi İtilaf Devletleri’nin donanmasının Boğazlar üzerinden İstanbul’u işgal etmesi üzerine Mustafa Kemal Paşa, “Geldikleri gibi giderler” sözüyle daha o günden geleceğin işaretini vermişti. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Samsun’a çıkarak dört yıl sürecek olan Kurtuluş Savaşını başlatmasının yıl dönümü çok anlamlı bizler için… 19 Mayıs Emperyalist devletlerin Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmalarına ve Anadolu’yu işgallerine tepki olarak Türk Kurtuluş Savaşı’nın başladığı gündür.
Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi[1]: III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK), Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI), Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM), Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER), Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE), Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV), Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY), Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT), Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ), Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS), Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV).
Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Galip devletlere gerekli gördükleri yerleri işgal etme hakkı tanıyan Mondros Mütarekesi sonrasında Anadolu’nun birçok bölgesi düşman işgaline uğramıştı. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Rum çeteler halkın malına, namusuna ve canına kastediyor, yarattıkları şiddet ve terörle dehşet saçıyorlardı. Türkler kendi vatanlarında Rum çeteler tarafından katlediliyordu.
Anadolu ve Trakya’da sivil halk tarafından Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri toplanıyordu.
T.C.nin (Türkiye Cumhuriyeti’nin) kuruluşuna giden yolun ilk adımı olan 19 Mayıs, vatan toprakları işgal edilerek kendi özyurdunda esir edilen Türk Milletinin kurtuluşunun ilk adımıydı. Çanakkale Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde yürütülen Kurtuluş Savaşı sonunda işgalcileri geldikleri gibi göndererek, insanımızın bunu kabul edemiyeceğini tüm dünyaya bir kez daha kanıtlamıştı.
Türk Milleti’nin etrafında kenetlendiği Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’dan başlatıp Havza, Amasya, Erzurum, Sivas ve Ankara güzergahında yaptığı çalışmalar, 1912 -1913 Balkan Savaşları ve 1914-1918 Birinci Dünya Savaşının sebep olduğu tükenmişlik ve umutsuzluğa rağmen “İSTİKLAL HARBİ’ne” HALKIN KATILIMINI ve desteğini sağlayan bir zemin oluşturmuştur.
“Milletin ve devletin istiklalini korumak… Bağımsız olarak milletimizin belirli hudutlar dâhilindeki bütünlüğünü korumaktır” görüşünü savunan Atatürk tam bağımsızlık konusunda en küçük ödüne bile yanaşmamıştı. Halkın topyekün katılımıyla Milli Kurtuluş Savaşını başlatarak işgalcileri İzmir’de denize dökmüştü.
Savaş alanlarındaki zaferimizi kısa sürede sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi alanlardaki çalışmalarla taçlandırmış ve bir ülke halkını kul olmaktan çıkarıp yasalar karşısında eşit, çağdaş ve modern bireyler haline gelmesini sağlamıştır. Kadınlara bir çok Avrupa ülkesinden önce ve daha ileri siyasi haklar getirmiş, onları toplum hayatında daha aktif yeralmaları için teşvik etmiştir. Bazı misyon okulları tarafından çocuklarımızın hristiyanlaştırılmasına yol açan Kültür emperyalizmini engellemiştir. “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” nesiller yetiştirilmesi için çalışmıştır. Latin harflerinin kabuluyle eğitim ve öğretimi ve dünyayla iletişimini kolaylaştırmıştır. Günün ihtiyaçlarının gerisinde kalan yargı sistemini hazırlanan yeni yasalarla çağdaşlaştırarak modern hukuku tesis etmiştir. Kılık kıyafet, ölçü birimleri vs.gibi yeniliklerle getirdiği farklı vizyon ufkumuzu açmıştır.
Bitmiş, tükenmiş, işgal edilerek ömrünü tamamlamış olan Osmanlı’nın külleri üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde önemli bir yeri olan 19 Mayıs’a ve ATATÜRK’ün emanetlerine sahip çıkarak geleceğimizi Milli Mücadele runuyla kutlamalıyız. ATATÜRK, Türk Milletinin ufkunda parlayan bir güneştir, medeniyettir, ilimdir, bilimdir, aydınlıktır…
Bugün bazı gafiller tarafından zaferleri ve eserleri unutturulmaya çalışılan Büyük Önder M.Kemal ATATÜRK Türk Milletinin gönlündeki yerini tarih boyunca muhafaza edecektir. Vatandaşlarımız O’nun yolundan sapıldığında nasıl bir karanlığa ve bataklığa sürüklendiğimizi görmüştür. Türk Milletine hizmetleri güncel siyasetin malzemesi yapılamayacak kadar köklü ve kalıcıdır. Dünyadaki tüm mazlum milletlere örnek olan ATATÜRK’ü bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum.
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Başkanı
[1] Fethi Tevetoğlu, Atatürk’le Samsun’a Çıkanlar, Ankara 1987, s.16; Sadi Borak, Atatürk, İstanbul 1973, s.242; Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam 1919-1922, 2.Cilt,İstanbul, 1983, s.19; Sabahattin Selek, Anadolu İhtilâli, İstanbul 1981, s.213.