Bu analiz Türkiye’nin Karadeniz bölgesindeki enerji politikaları ve jeopolitik stratejilerini analiz etmektedir. Karadeniz’in hidrojen kaynakları açısından zengin olması ve Türkiye’nin enerji bağımsızlığını artırma potansiyeli taşıması başat konudur. Bu minvalde ilk olarak Türkiye’nin uluslararası enerji stratejisi, NATO üyeliği, Rusya ve Çin ile olan ilişkileri; ikinci olarak Mavi Vatan, Suriye ve Pençe askeri müdahaleleri gibi konuların enerji güvenliği ve bölgesel dengelerle bağlantısı ele alınacaktır. Üçüncü olarak, öneriler bölümünde, hidrojen enerjisi yatırımları, bölgesel iş birlikleri, diplomatik ilişkilerin dengelenmesi ve çevresel sürdürülebilirlik konularına açıklık getirilecektir. Son olarak Türkiye’nin Karadeniz’deki stratejik konumunun bölgesel ve küresel dengelerde önemli bir rol oynadığı ve bu durumun ülkenin gelecekteki dış politika ve enerji stratejilerini nasıl şekillendireceği konularında yorum yapılacaktır.
Giriş
Karadeniz bölgesi, Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu arasında stratejik bir köprü görevi gören, dünyanın jeopolitik önemi haiz bir coğrafyasıdır. Son yıllarda fosil yakıtlardan uzaklaşıp yeşil enerji türevlerine yöneliş ve arayış, ‘’Hidrojen’’ elementini stratejik bir kaynak konumuna getirmiştir. Bilim insanlarının yapmış olduğu araştırmalar, Karadeniz’in hidrojen kaynakları açısından çok zengin bir deniz olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durumda muhtemelen dünyadaki enerji masasındaki kartlar yeniden dağıtılacak ve çok farklı stratejik yeni konseptler devreye girecektir.
Türkiye’nin Karadeniz bölgesindeki jeopolitik stratejileri ve enerji politikaları[1], hem bölgesel hem de küresel dengeler açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye, enerji kaynakları açısından %74 dışa bağımlıdır.[2] Bu nedenle alternatif enerji kaynaklara yakınlık, hatta sınır içerisindeki enerji kaynaklarının uygun teknolojiler ile ekonomiye kazandırılması, Türkiye’nin enerji güvenliğini kontrol altına alabileceği gibi ekonomik verimlilik de sağlanacaktır. Bu konuda “TÜRKİYE’NİN ULUSLARARASI ENERJİ STRATEJİSİ” konseptine kesinlikle hidrojenin eklenmesi ve hatta başat rol verilmesi elzemdir.[3] NATO’nun kritik bir üyesi olarak Türkiye, güvenlik ve savunma alanında önemli bir role sahipken, Rusya ve Çin ile olan ekonomik ve enerji ilişkileri bu dengeyi daha da karmaşık bir hale getirmektedir. İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının stratejik konumu, Türkiye’yi önemli bir enerji koridoru olarak konumlandırmakta ve bu, ülkenin enerji politikalarını şekillendirmede önemli bir faktör haline gelmektedir.
Karadeniz’in Hidrojen Potansiyeli ve Türkiye’nin Enerji Stratejileri
Karadeniz bölgesi, hidrojen üretimi ve dağıtımı açısından uygun koşullara sahiptir.[4] Bu potansiyel, Türkiye’nin enerji bağımsızlığını artırma ve bölgesel enerji güvenliğine katkı sağlama hedefleriyle uyumlu olarak değerlendirilmektedir. Yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda, bölgedeki hidrojen kaynaklarının keşfi ve geliştirilmesi Türkiye için yeni fırsatlar sunmaktadır. Hidrojen enerjisinin temiz ve yenilenebilir bir kaynak olarak öne çıkması, Türkiye’nin enerji sektöründe dönüşüme ve çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunabilir.[5]
Türkiye’nin Suriye, Pençe Harekâtları ve Mavi Vatan Doktrini Etkileri
Türkiye’nin Suriye politikaları ve Mavi Vatan Doktrini[6], Karadeniz politikalarını da etkilemektedir. Bu müdahaleler, Türkiye’nin bölgesel güç dengesindeki rolünü güçlendirirken, NATO ve diğer bölgesel aktörlerle ilişkilerini de şekillendirmektedir. Türkiye’nin bu müdahaleleri, sınır ötesinde meşru haklarını koruması konusundaki kararlılığı ve bu konuda yeri geldiğinde sert gücünü kullanma kabiliyeti enerji güvenliği ve jeopolitik dengeler açısından değerlendirildiğinde, Karadeniz bölgesindeki stratejik hareket alanını genişletmekte ve uluslararası platformda daha etkin bir rol almasını sağlamaktadır. Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Sözen’e göre, Karadeniz’de 4,5 milyar tonluk hidrojen sülfür rezervi olduğu ve bu rezervden elde edilebilecek yeşil hidrojenin büyük bir değer yaratacağı iddia edilmektedir. Bu nedenle Türkiye bu konuda çok yönlü strateji geliştirirken aynı zamanda bölgesel rekabet ve güç dengelerini çok iyi değerlendirmeli ve ona göre manevra alanı yaratmalıdır.
Öneriler
Türkiye’nin Karadeniz’deki stratejik konumu, enerji politikaları ve bölgesel güvenlikle ilgili faaliyetlerinin geniş çaplı sonuçlar doğurması beklenmektedir. Karadeniz’in hidrojen potansiyelinin keşfi ve geliştirilmesi, bu dinamikler içinde yeni bir boyut oluşturarak Türkiye’nin enerji ve dış politika hedeflerini destekleyecektir. Bu kapsamda, aşağıdaki öneriler dikkate alınabilir:
1. Hidrojen Enerjisi Yatırımları: Türkiye, Karadeniz bölgesindeki hidrojen potansiyelini değerlendirmek için gerekli yatırımları yapmalı ve bu alanda Ar-Ge çalışmalarını teşvik etmelidir.
2. Bölgesel İş Birlikleri: Türkiye, Karadeniz bölgesindeki diğer ülkelerle iş birliğini güçlendirmeli ve enerji güvenliği konusunda ortak platformlar oluşturmalıdır.
3. Diplomatik İlişkilerin Dengelenmesi: Türkiye, NATO, Rusya ve Çin ile olan ilişkilerinde dengeyi korumalı ve bu ülkelerle enerji politikaları bağlamında stratejik iş birliklerini sürdürmelidir.
4. Çevresel Sürdürülebilirlik: Enerji politikalarında çevresel sürdürülebilirlik ön planda tutulmalı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik politikalar geliştirilmelidir.
Türkiye’nin Karadeniz’deki stratejik konumu ve enerji politikaları, bölgesel ve küresel dengelerde önemli bir yer tutmakta ve bu, ülkenin gelecekteki dış politika ve enerji stratejilerini şekillendirmede kritik bir rol oynamaktadır. Dolayısı ile akademisyenler ile konunun uzmanları ile (Yurtiçi/Yurtdışı) çalışma grupları oluşturulmalı ve konumuz çok yönlü tartışılmalıdır.
Ayrıca, konuyu genişletecek olursak aşağıdaki konu başlıklarını tartışmakta yarar vardır:
1. Türkiye’nin Jeopolitik Manevraları ve Stratejik Konumu:
– Türkiye, NATO’nun stratejik bir üyesi olarak Karadeniz’de önemli bir rol oynamakta ve bu bölgedeki güvenlik ve savunma politikalarını etkilemektedir.
– Türkiye’nin Rusya ile ekonomik ve enerji ilişkileri dikkate değer olup, özellikle doğal gaz tedariki ve turizm sektörü baş ticaret konularıdır.
– Türkiye, Karadeniz’de önemli bir deniz gücüne sahiptir ve bölgedeki deniz güvenliği için kritik bir rol oynamaktadır.
– İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerindeki kontrolü ve Montrö Sözleşmesi, Türkiye’ye stratejik bir avantaj sağlamaktadır.
2. Enerji Politikaları ve Ticaret Yolları:
– Türkiye, Karadeniz’deki enerji kaynaklarına ve ticaret yollarına yakınlığı sayesinde stratejik bir enerji koridoru olarak öne çıkmaktadır.
– Türkiye’nin enerji politikaları, bölgedeki enerji kaynaklarının kullanımı ve dağıtımı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
3. NATO Üyeliği ve Rusya ile Yakınlaşma Arasındaki Dengeli Yaklaşım:
– Türkiye’nin NATO üyeliği ve Rusya ile yakınlaşma çabaları arasında bir denge kurması gerekmektedir.
– Bu denge, Türkiye’nin güvenlik ve savunma politikaları, diplomatik ilişkiler, ekonomik ve ticari ilişkiler üzerinden sağlanmalıdır.
4. Çin’in Karadeniz Üzerindeki Etkisi:
– Her ne kadar küreselleşmenin yavaşlamasıyla Çin’in “Kuşak Yol Girişimi”[7] sekteye uğrasa da, Karadeniz bölgesinde önemli bir rol oynamakta ve bölgenin ticaret ve ulaşım kapasitesini artırma potansiyeline sahip bir projedir.
– Çin, enerji kaynaklarına erişim ve ekonomik etkisi aracılığıyla bölgedeki jeopolitik dengeleri etkileyebilir.
5. Rusya’nın Bölgesel Etki Alanını Genişletme Çabaları:
– Rusya’nın Karadeniz’deki askeri varlığı[8] ve enerji politikaları üzerinden etki kurma çabaları, Türkiye’nin stratejik çıkarları ve bölgesel güvenlik açısından önemli bir etken olarak kendini göstermektedir.
Sonuç
Türkiye, dış politikasında bağımsız bir yaklaşım sergileyerek hem Batı hem de Doğu ile iş birliği yapabilecek çok taraflı bir politika izlemelidir. Bu dengenin sağlanmasının hem Türkiye’nin kendi stratejik çıkarlarını korumasına hem de bölgesel ve küresel güvenlik ve istikrarın sürdürülmesine katkıda bulunması kuvvetle muhtemeldir. Ek olarak;Türkiye’nin askeri modernizasyon çabaları ve yerli savunma sanayiinin geliştirilmesi Karadeniz’deki askeri kapasitesini artırırken, aynı zamanda bağımsız politika yürütme kapasitesini de güçlendirmesinde etkin rol alacaktır.
Diğer taraftan; Türkiye, Karadeniz’deki enerji kaynakları ve transit yolları açısından stratejik bir konuma sahip olup, enerji projelerinde aktif rol oynayan ve bölgesel enerji güvenliğinde kilit bir oyuncudur. Karadeniz’deki hidrojen rezervlerini akılcı bir politika ile işler hale getirebilirse, çok daha stratejik öneme sahip bir ülke olacağı “açık ve net” görülmektedir.
Ayrıca; bu konuların teknik ve siyasi fizibilitesinin tartışılacağı bir “çalıştay düzenlenmesinin” yararlı olacağı değerlendirilmektedir.
Mert Ünsal. MA
Uİ Analisti
[1] https://gsd.msu.edu.tr/Content/sayilar/dokuman/GSD_32/GSD_32_Art_1_122019.pdf Erişim: 29.01.2024 Demir.
[2] https://www.mfa.gov.tr/turkiye_nin-enerji-stratejisi.tr.mfa Erişim: 29.01.2024 TÜRKİYE’NİN ULUSLARARASI ENERJİ STRATEJİSİ
[3] https://www.tskb.com.tr/uploads/file/hidrojen-enerjisi-bilgilendirme-notu-120721.pdf Erişim: 29.01.2024 TSKB Bilgi notu
[4] https://strasam.org/strateji/enerji/hidrojen-sulfur-zengini-karadenizde-hidrojen-uretim-merkezi-kurulmasi-turkiyenin-enerji-sorununu-cozer-2807 Erişim: 29.01.2024 Acu
[5]https://www.aa.com.tr/tr/yesilhat/bilim/yesil-hidrojen-calismalari-karadenizin-sagligini-koruyabilir/1821550#:~:text=Gazi%20%C3%9Cniversitesi%20Teknoloji%20Fak%C3%BCltesi%20Enerji,b%C3%BCy%C3%BCk%20bir%20de%C4%9Fer%20yarataca%C4%9F%C4%B1n%C4%B1%20vurgulad%C4%B1Erişim: 29.01.2024 AA Haber ajansı. Sözen.
[6] https://akademikarastirma.org/kktc-ve-turkiyenin-mavi-vatan-stratejisi/ Erişim: 29.01.2024 Yücel
[7] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/422160 Erişim: 29.01.2024 Durdular.
[8] https://www.trthaber.com/haber/dunya/rusyanin-karadenizdeki-askeri-varligi-569249.html Erişim: 29.01.2024 TRT Haber.