Türkiye’de ayrılıkçılığı destekleyen yabancı ülkeler kendi ülkelerindeki çok farklı ırk, etnisite, din ve mezhepten oluşan vatandaşlarına rağmen, hepsi Fransız, Alman, Rus vs. olarak kabul edilmekteyse de, Türkiye söz konusu olunca etnik farlılıklar üzerinden yeni bir yapı inşa edilmeye çalışılmaktadır.

Tarihçi Halil İnalcık’ın ifade ettiği “Tanzimattan sonra Türk aydınları azınlık liderlerine yalvarırdı. Gelin, Ermeni, Kürt, Arap, Rum yerine Osmanlıyız diyelim diye. Kabul ettiremediler. Türk hariç hepsi etnikçilik yaptı. Ne zaman ki Cumhuriyet kurulup Atatürk “Büyük Türk Milleti” diye ortaya çıktı, hepsi ağız değiştirip Osmanlıcı kesildiler.” Sözleri bugüne ışık tutuyor.

Irak’ı parçalayan ABD, Suriye ve İran’ı savaş yoluyla, Türkiye’yi ise barış söylemleriyle yeniden dizayn etmek istiyor. Türkiye’ye pompalanan algı operasyonlarıyla vatandaşlarımızı buna alıştırıyorlar.

ABD’nin HEDEFİ, Türkiye’yi Kuzey Irak ve Kuzey Suriye ile (TÜRKİYE BİRLEŞİK DEVLETLERİ) veya (ANADOLU İSLAM CUMHURİYETİ) benzeri bir isimle birleştirmek ve bunu yaparken, Türkiye’yi Türk devleti olmaktan çıkarmaktır!

Suriye’de ise SDG adı altında PYD/YPG’yi önce meşrulaştırmak, sonra Kuzey Irak modeline benzer bir yapıya dönüştürmek hedefleniyor. Türk Halkının bu yapıya itiraz etmemesi için “Terörsüz Türkiye” söylemiyle yürütülen bir sürecin içine çekilmesi sağlanıyor. [1]

Anayasa’mızın 66’ncı maddesinde: “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” Şeklinde ifade edilen tanıma rağmen, Son günlerde yurt içinde bazı siyasiler tarafından konuşmalarda ulus kimliğimizi deforme edecek şekilde “TÜRK, KÜRT, ARAP” vurgusu yapılmakta ve çok kimlikli bir yapı ön plana çıkarılmaktadır.

Anayasa Mahkememizin verdiği kararlarda da Türklük, vatandaşlık bağı ile tanımlanmıştır. Bunu tartışmak Türk Milletinin geleceğine ve Anadolu’daki varlığına zarar verir.

Yeni sürecin uygulanmasında yurt içinde zaten eylem yapamaz hale getirilen Bölücü Terör Örgütünden 30 kişilik bir grubun silahlarını yakarak göz boyaması sonrası Örgütün başta Suriye olmak üzere diğer unsurlarının böyle bir niyeti olmadığı kendilerince ifade edilmiştir. Bu silah yakma gösterisiyle;

– PKK’nin terörist imajını silmek[2],

– Batı’dan destek almak,

– Meşru siyasete geçiş süsü vermek,

– Asıl hedef olan Türkiye’yi içten kuşatmak için bu yeni imaj yaratıldı.

2001 yılında, AKP kurulmadan önce CFR tarafından gönderilen gizli belgede “Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve millî hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır, Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir.” denilmişti. 3.5 sayfalık metin, bu ifade dışında, aynen AKP parti programına alınmıştır. “Siyasal İslamcılık” kullanılarak ümmet anlayışı topluma enpoze edilmekte, “Türkiyelilik” kavramıyla insanların kimlik bunalımına girmesine yol açılmaktadır.

Bugün Sevr hayali yaşayan, dış destekli ihanet taşeronu PKK ve türevleri ile yıkıcı ve bölücü çevreler kendi hedeflerinden vazgeçmemişlerdir.

100 yıl önce Birinci Dünya Savaşında Osmanlı tebası sözde din kardeşimiz Müslüman Araplar İslam Halifesi olan Padişahın cihad çağrısına uymamış, aksine İngilizlerle iş birliği yaparak Ortadoğu çöllerinde Hristiyan İngiliz askerlerine karşı kutsal toprakların savunması için savaşan Müslüman Türk askerini arkadan vurmuştu. Çanakkale Zaferi, Kuttül Amare Zaferi gibi tarihe şan ve şerefle yazılan başarılara rağmen yenilen Osmanlı Devleti’ne imzalattırdıkları SEVR Antlaşmasıyla ülkeyi işgal edip paylaşmışlar, Yunanistan’a da İzmir ve Batı Anadolu’yu ikram ederken doğuda bir Ermeni ve bir de Kürt devleti kurmayı hayal etmişlerdi.

Bugün Planladıkları amaca ulaşmak için uygulamaya koydukları Büyük Ortadoğu projesi Irak ve Suriye’de ABD tarafından Kürt’lere binlerce TIR dolusu silah, mühimmat, teçhizat, araç ve gereç verilip ordulaşmaları sağlanarak, kendi ülke yönetimlerine karşı isyanları teşvik edilmiştir. Gazze’de soykırım yapılarak toprakları Filistinlilerin elinden alınmaya çalışılmaktadır. Kuruluşunda her etnik ve dinsel grubu temsil edecek şekilde devlet yönetimi paylaşılmış olması Lübnan’ın parçalanmasına yol açmıştır. Etnik ve dinsel kimlikleri öne çıkarılanYugoslavya İç Savaş ve soykırım sonucu aynı şekilde parçalanmıştır. Şimdi benzer plan Türkiye üzerinde kurgulanmaktadır.

Ey Türk Milleti, Şehitlerimizin canı, gazilerimizin kanı pahasıyla bize emanet edilen vatanımıza ve Türk Milletinin geleceğine sahip çıkın. ATATÜRK ve silah arkadaşlarının bin bir zorluk ve yokluk içinde yaptıkları mücadeleyle kurup bize emanet ettiği Türkiye’mizin birlik ve bütünlüğünün teminatı sizsiniz.

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Başkanı


[1] E. Tuğgeneral Yakup BATTAL (GÖRÜNÜRDE ÇÖZÜM, DERİNDE ÇATLAK MI?: GERÇEKLERİ KONUŞMA ZAMANI)

[2] Ahmet MARANKİ, Çözüm Süreci Silah Bırakma..! Sosyal, Psikolojik Tahlil..!, 22 Temmuz 2025

Sosyal Medyada Paylaş
Picture of Süheyl ÇOBANOĞLU
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Başkanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BENZER İÇERİKLER