AB Özel Temsilcisi Peter Ingemann Moesgaard Sørensen’in Priştine Ziyareti: Kosova Liderleriyle Kritik Görüşmeler
Avrupa Birliği’nin Batı Balkanlar’daki en deneyimli diplomatik isimlerinden biri olan Peter Ingemann Moesgaard Sørensen, Ocak 2025 itibariyle Belgrad-Priştine Diyaloğu ve diğer Bırak Balkan bölgesel meselelerinden sorumlu Özel Temsilci olarak atandı. Uzun yıllara dayanan deneyimiyle öne çıkan Sørensen; daha önce Bosna-Hersek, Kuzey Makedonya ve Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Ofisi’nde ütün düzey AB temsilciliği yapmıştı.
Mart 2025’te Kosova Cumhuriyeti’nin önde gelen devlet yetkilileriyle yürütülecek resmi temaslar için Priştine’ye gelen Sørensen, ilk olarak Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ile Görüşme (17 Mart 2025)
Bu kritik görüşmede birçok önemli konu ele alındı:
Siyasi Gelişmeler ve Kurumsal Yapılanma: Osmani, 9 Şubat 2025 tarihinde gerçekleşen parlamento seçimlerinin ardından siyasi istikrarın sağlanmasının hayati önem taşıdığını vurguladı. Hükümet kurma sürecinin tamamlanarak reform sürecinin devam ettirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kosova-Sırbistan Diyaloğu: Cumhurbaşkanı, Kosova’nın AB kolaylaştırıcılığındaki diyaloğ sürecine olan bağlılığını teyit ederken, varılan anlaşmaların tam ve dengeli uygulanmasının önemine işaret etti.
Belediyeler Birliği Taslağı: Osmani, AB tarafından sunulan Sırp çoğunluklu belediyeler birliği taslağına ilişkin Kosova’nın görüşlerini paylaştı. Bu yapının Kosova’nın işleyişine zarar vermemesi için dikkatle ele alınması gerektigini vurguladı.
Uluslararası Kuruluşlar ve Yaptırımlar: Kosova’nın Avrupa Konseyi ve benzeri kurumlara üyelik sürecine verdiği önem anlatılırken, AB tarafından 2023 yılında uygulanan yaptırımların adaletli olmadığı ve halkı olumsuz etkilediği dile getirildi.
Güvenlik: NATO ve EULEX gibi yapıların Kosova’daki barış ve hukuk düzenine katkıları masaya yatırıldı.
Başbakan Albin Kurti ile Görüşme (17 Mart 2025)
Aynı günün ilerleyen saatlerinde, AB Özel Temsilcisi Peter Sørensen, Başbakan Albin Kurti tarafından resmi makamda kabul edildi. Bu ilk resmi temas, güncel meseleler açısından çok boyutlu içeriklere sahipti:
AB Kısıtlamalarının Kaldırılması: Kurti, Kosova’nın demokratik ilerlemeler kaydettiği bir dönemde uygulanan yaptırımları “haksız” olarak nitelendirerek, bu tedbirlerin kaldırılmasını istedi.
Diyalog ve Anlaşma Uygulamaları: AB kolaylaştırıcılığındaki diyaloğa olan bağlılığını tekrarlayan Kurti, Temel Anlaşma ve Ohrid Ek Belgesi’nin şartsız şekilde tam olarak uygulanması gerektiğine işaret etti. Diyalogda karşılıklılık ilkesinin esas alınmasını savundu.
Belediyeler Birliği Konusu: Başbakan, Sırp Belediyeler Birliği taslağının Kosova’nın anayasal düzenine zarar verecek boyutta olmaması gerektiğini ifade etti. Hükümetin bu konudaki görüşleri ayrıntılı şekilde Sørensen’e sunuldu.
Güvenlik Endişeleri: Kurti, Eylül 2023’te Banjska’da ve Kasım 2024’te Ibër-Lepenc’te yaşanan sınır ötesi saldırıları hatırlatarak, Sırbistan’da serbest dolaşan Milan Radoičić ve grubu hakkında endişelerini dile getirdi. Bu kişilerin Kosova’ya teslim edilerek adalet önüne çıkarılması talep edildi.
Görüşmenin sonunda Peter Sørensen, tüm taraflarla yapılacak temaslarla sürecin ilerletilmesi ve diyaloğun sürdürülmesi için çalışacaklarını ifade etti.
Bu temaslar, Kosova’nın AB entegrasyonu, bölgesel istikrar ve diplomatik normalleşme adımları açısından tarihi bir eğer taşımakta.
Kosova U18 Erkek Hentbol Takımı’nın Dünya Kupası Yarı Finaline Uzanan Başarı Hikayesi
Kosova U18 Erkek Hentbol Takımı, son dönemde gösterdiği üstün performansla hentbol dünyasında dikkatleri üzerine çekti. Genç “Dardanlar”, 2025 yılında düzenlenen IHF Trophy Intercontinental Turnuvası’nda sergiledikleri başarılı oyunla Dünya Şampiyonası’na katılma hakkı elde etti ve yarı finale kadar yükselerek tarih yazdı.
Başarı yolculuğu, Ocak 2025’te Priştine’de düzenlenen IHF Trophy Avrupa Bölgesi Şampiyonası ile başladı. Kosova, grup aşamasında Moldova’yı 35:26 ve Bulgaristan’ı 35:33 yenerek yarı finale yükseldi. Yarı finalde Büyük Britanya’yı 29:26 mağlup eden takım, finalde tekrar Bulgaristan ile karşılaştı. Çekişmeli geçen final maçında, özellikle Olsi Mulaj’ın son dakikalarda attığı gollerle 33:31 galip gelerek şampiyon oldu ve IHF Trophy Intercontinental aşamasına katılma hakkı kazandı.
Mart 2025’te düzenlenen IHF Trophy Intercontinental Turnuvası’nda Kosova, grup maçlarında Nijerya’yı 30:27 ve Yeni Kaledonya’yı 36:15 yenerek yarı finale yükseldi. Yarı finalde ABD’yi 27:26 mağlup eden ekip, finalde tekrar Nijerya ile karşılaştı. Normal süresi 13:13 berabere biten maçın uzatma dakikalarında üstünlük sağlayan Kosova, 34:30’luk skorla galip gelerek Dünya Şampiyonası’na katılma hakkı elde etti.
Ağustos 2025’te Mısır’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda Kosova, grup aşamasında güçlü rakiplerle mücadele etti. Grup maçlarında İsveç’i 28:26, Arjantin’i 30:28 ve Japonya’yı 29:27 yenerek çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde ev sahibi Mısır’ı 31:29 mağlup eden Kosova, yarı finalde Danimarka ile karşılaştı. Büyük bir çekişmeye sahne olan yarı final maçında, Kosova son dakikalarda Danimarka’ya 32:30 yenilerek finale çıkma şansını kaçırdı.
Turnuva boyunca takımın en skorer oyuncusu olan Olsi Mulaj, özellikle kritik anlarda attığı gollerle takımına büyük katkı sağladı. Ayrıca, kaleci Olt Kabashi’nin yaptığı önemli kurtarışlar ve Amar Muqolli ile Granit Kadiri’nin hücumdaki etkili performansları, Kosova’nın başarısında kilit rol oynadı.
Kosova U18 Erkek Hentbol Takımı’nın Dünya Şampiyonası’nda yarı finale yükselmesi, ülke hentbolu için tarihi bir başarı olarak kaydedildi. Bu performans, Kosova’nın genç yeteneklerinin uluslararası arenada rekabet edebilecek seviyede olduğunu gösterdi ve gelecekteki turnuvalar için umut verdi.
Hashim Thaçi, Babasının Mezarını Ziyaret Ettikten Sonra Yeniden Lahey’e Gönderildi
Kosova eski Cumhurbaşkanı ve şu anda Lahey’deki Özel Daireler’de yargılanan Hashim Thaçi, uzun yıllar sonra ilk kez Kosova topraklarına, ailesel bir trajedinin gölgesinde ve sınırlı bir ziyaret izniyle döndü. Thaçi’nin babasının sağlık durumu ağırlaşınca hastaneye kaldırılmış ve ailesi ile avukatları, insani gerekçelerle ziyaret izni talep etmişti. Nihayetinde, özel izinle Kosova’ya gelmesine onay verildi.
Thaçi, gizli güvenlik önlemleri eşliğinde Priştine’ye getirildi ve doğrudan babasının tedavi gördüğü hastaneye götürüldü. Ziyaretin medyadan uzak tutulması, özel bir güvenlik çerçevesinde gerçekleştirilen görüşmelerin kısa ve özel olmasına olanak tanıdı. Eski Cumhurbaşkanı, babasıyla son kez yüz yüze görüşme fırsatı buldu. Ziyaretin belirlenen süresi tamamlandığında, Thaçi tekrar Lahey’e geri gönderildi.
Ziyaretin üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra, Hashim Thaçi’nin babası hayatını kaybetti. Thaçi’nin babasının cenaze töreni, Kosova genelinde geniş bir katılımla gerçekleşti. Kosova Meclis Başkanı Glauk Konjufca ve farklı siyasi görüşlerden birçok isim, Thaçi ailesinin acı gününde yanında yer aldı. Taziye süreci boyunca, siyasi ayrımları bir kenara bırakarak, insani bir dayanışma gösterildi.
Cenazeye katılamayan Hashim Thaçi’ye, kısa bir süre sonra ikinci bir özel izin daha verildi. Bu izin kapsamında Thaçi, babasının mezarını ziyaret etti. Mezarlık ziyaretinin ardından, Thaçi, yakın aile bireyleriyle kısa bir süreliğine taziye görüşmesi yaptı. Görüşmelerin ardından, Thaçi yine Lahey’e götürülmek üzere Kosova topraklarından ayrıldı.
Thaçi’nin, babasının cenazesine katılamadan Kosova’yı terk etmesi ve mezarlık ziyaretinin ardından tekrar Lahey’e gönderilmesi, kamuoyunda takdirle karşılandı. Kosova’da, insani gerekçelerle verilen izinlerin ardından gerçekleştirilen bu ziyaretler, Kosova ve uluslararası toplum açısından bir denge unsuru olarak değerlendirildi. Hashim Thaçi’nin özel izinle Kosova’ya gelişi ve ardından yapılan taziye görüşmeleri, toplumsal açıdan büyük bir empatiyle karşılandı.
Kosova, Arnavutluk ve Hırvatistan Üçlü İlişkileri
Kosova, Arnavutluk ve Hırvatistan arasındaki üçlü ilişkiler, Batı Balkanlar’da yeni bir dönemi başlatıyor. Bu ilişkilerin temelleri, ekonomik işbirliği, bölgesel güvenlik ve kültürel entegrasyon üzerine kurulu. Ancak, bu güçlü ittifak, özellikle Sırbistan tarafından dikkatle izleniyor ve her geçen gün artan bir rahatsızlık yaratıyor. Sırbistan, bu üçlü işbirliğini, bölgesel istikrarı tehdit eden bir gelişme olarak değerlendiriyor.
Kosova, Arnavutluk ve Hırvatistan, Batı Balkanlar’da ekonomik, güvenlik ve kültürel ilişkilerini daha da derinleştirerek bölgesel kalkınma hedefliyor. Bu üç ülke, özellikle altyapı projeleri, ticaret ilişkileri ve güvenlik önlemleri alanlarında işbirliği yapmayı hedefliyor. Kosova, Arnavutluk ve Hırvatistan arasında gelişen bu işbirliği, sadece ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda Batı Balkanlar’daki güvenlik ortamını da güçlendirmeyi amaçlıyor. Üç ülke, ortak savunma stratejileri geliştirerek, bölgedeki terörizm ve organize suçlarla mücadeleye de odaklanıyor. Bu bağlamda, Arnavutluk ve Hırvatistan’ın AB üyeliği, Kosova’nın Avrupa yolundaki ilerleyişine katkı sağlamakta önemli bir etken.
Sırbistan, Kosova, Arnavutluk ve Hırvatistan arasındaki üçlü işbirliğini, özellikle Kosova’nın bağımsızlığını tanımayan ve bölgesel entegrasyon sürecinde engel teşkil eden bir ülke olarak yakından takip ediyor. Sırbistan, bu üçlü ilişkilerin, bölgedeki mevcut dengeyi bozabileceğinden endişe ediyor. Kosova’nın Arnavutluk ve Hırvatistan ile yakınlaşması, Sırbistan’ın Batı Balkanlar’daki stratejik konumunu tehdit ederken, Sırbistan, Kosova’nın siyasi ve ekonomik izolasyonunun sürmesini talep ediyor.
Sırbistan, özellikle Kosova’nın Arnavutluk ve Hırvatistan ile geliştirdiği ekonomik işbirliğinden rahatsızlık duyuyor. Sırbistan’ın, Kosova’nın Batı Balkanlar’da yalnızca Arnavutluk ile değil, Hırvatistan ile de ilişkilerini güçlendirmesi, Belgrad’ın bölgesel liderlik pozisyonuna darbe vurduğunun göstergesi olarak görülüyor. Sırbistan, Kosova’nın üçlü işbirliğine katılmasının, bölgedeki diplomatik dengeleri bozan bir adım olduğunu savunuyor.
Kosova, Arnavutluk ve Hırvatistan, Sırbistan’ın tepkilerine karşı ortak bir duruş sergileyerek, Batı Balkanlar’da istikrar ve kalkınma adına daha fazla işbirliği yapma kararlılığını ortaya koyuyorlar. Bu üç ülke, Sırbistan’ın Kosova’yı izole etme çabalarına karşı, daha güçlü bir bölgesel dayanışma gösteriyor.
Kosova, Sırbistan’ın Kosova’yı tanımadığı sürece, uluslararası alanda kendisini izole etmeye devam etmesini kınayarak, üçlü ittifakın bölgesel entegrasyona katkı sağlayacağını vurguluyor. Arnavutluk ve Hırvatistan, Kosova’nın Avrupa yolundaki ilerlemesini destekliyor ve bu bağlamda Kosova’nın Sırbistan’ın engellemeleriyle karşılaşmadan Batı Balkanlar’daki entegrasyon sürecini hızlandırmasını savunuyorlar.
Üç ülke, Sırbistan’ın Kosova’yla ilgili dış politikasına karşı, “karşılıklılık” ilkesine dayalı bir duruş sergileyerek, Kosova’nın bağımsızlığını tanımayan ülkelere karşı işbirliklerini genişletmeye kararlılar. Bu bağlamda, Sırbistan’ın bölgedeki izolasyonuna karşı, Batı Balkanlar’daki uluslararası ilişkileri çeşitlendirmeyi hedefliyorlar
Kosova, Arnavutluk ve Hırvatistan arasındaki üçlü ilişkiler, Batı Balkanlar’da yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Bu ilişkiler, bölgesel ekonomik büyümeyi, güvenlik işbirliğini ve kültürel entegrasyonu hedeflerken, Sırbistan’ın engellemelerine rağmen güçlü bir dayanışma sergileniyor. Üç ülke, Sırbistan’ın Kosova’yı tanımama tutumuna karşı birlik içinde hareket ederek, Batı Balkanlar’da daha güçlü bir ortaklık ve liderlik için adımlar atıyor.
Sırbistan’ın rahatsızlığına rağmen, Kosova, Arnavutluk ve Hırvatistan arasındaki bu işbirliği, bölgesel istikrarı artırmaya ve Batı Balkanlar’daki Avrupa entegrasyonunu hızlandırmaya yönelik önemli bir adım olarak görülüyor. Bu gelişmeler, Batı Balkanlar’da daha derinleşen bir işbirliği ve yeni bir güç dinamiği yaratmayı vaat ediyor.
Kosova’da 20 Mart Türkçenin Resmi Dil Olarak Kabul Edilişi ve Kosova’da 18 Mart 1915’te kazanılan Çanakkale Zaferi
20 Mart, Kosova’da Türkçenin resmi dil olarak kabul edilmesinin tarihi bir dönüm noktasıdır. 20 Mart 1951, Türkçenin Kosova’da resmi dil olarak kabul edildiği tarihtir. Bu karar, Kosova’daki Türk nüfusunun dilsel haklarını güvence altına alırken, Türk kültürünün de bu topraklarda ne denli köklü bir geçmişe sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu tarih, her yıl Türkçe’nin Kosova’daki kültürel ve dilsel önemini kutlamak için çeşitli etkinliklerle anılmaktadır.
Kosova, tarihi boyunca Türk kültürünün ve dilinin etkisi altında kalmış bir bölge olmuştur. 1951 yılında Türkçenin resmi dil olarak kabul edilmesi, Kosova’daki Türk toplumunun dilini ve kültürünü koruması adına önemli bir adım olmuştur. Bu karar, Kosova’daki Türk nüfusunun eğitim, medya ve kamu sektörlerinde Türkçe kullanımı açısından önemli bir hak elde etmesini sağlamıştır.
Ancak, Türkçenin resmi dil olarak kabul edilmesinin ardından 2020 yılına kadar Kosova’da Türkçe, diğer resmi dillerle kıyaslandığında daha az yaygın olarak kullanılmakta ve sınırlı alanlarda resmiyet kazanmıştı. 2020 yılında Türkçe’nin yeniden Kosova’daki resmi diller arasında kabul edilmesiyle, 20 Mart bir kez daha tarihi bir anlam kazanmış ve Kosova Türk toplumu için dilsel hakların kutlandığı bir gün olmuştur.
2025 yılında 20 Mart’ta, Kosova genelinde Türkçenin resmi dil olarak kabul edilmesinin yıldönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı. Priştine, Mitroviça, Peja ve diğer şehirlerde Türkçe’nin ve Türk kültürünün önemine dikkat çekildi. Kosova Türkleri Kültür Derneği tarafından düzenlenen etkinliklerde, Türkçe’nin korunması ve yaygınlaştırılması amacıyla konferanslar ve seminerler düzenlendi. Ayrıca, Türkçe şarkılar seslendirildi ve geleneksel Türk mutfağından örnekler sunuldu. Etkinliklere katılan Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, Türkçenin Kosova’daki kültürel çeşitliliği güçlendiren bir dil olduğunu vurguladı.
20 Mart’taki etkinlikler sadece Türkçenin resmi dil olarak kabul edilmesiyle sınırlı kalmadı, aynı zamanda Türk milletinin kahramanlık tarihine de saygı gösterildi. 18 Mart 1915’te kazanılan Çanakkale Zaferi, her yıl Türkiye’de olduğu gibi Kosova’da da anıldı. Kosova’daki Türk toplumu, Çanakkale’de şehit düşen askerleri anmak amacıyla düzenlenen özel bir törene katıldı. Tükçe şarkılar ve şiirlerle, şehitlerin anısını yaşatmaya yönelik düzenlendi.
Kosova Meclis Başkanı Glauk Konjufca ve diğer yetkililerin katılımıyla yapılan törenlerde, Kosova’daki Türk toplumu, Çanakkale Zaferi’nin Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki önemine değindi. Programda, Çanakkale şehitlerinin hatırasına dua edilerek, Türk milletinin gösterdiği kahramanlık ve fedakarlıkların unutulmadığı bir kez daha vurgulandı.
Kosova’da 20 Mart’ın Türkçenin resmi dil olarak kabul edilmesinin yıldönümü ve Çanakkale Zaferi’nin anılması, Türk kültürünün ve tarihinin Kosova’daki yerini pekiştiren anlamlı etkinliklerdir. Bu özel günler, Kosova’daki Türk toplumu için bir kültürel aidiyetin pekiştirilmesi ve geçmişe duyulan minnettarlığın ifade bulduğu günler olarak kutlanmaktadır. 2025 yılında gerçekleştirilen etkinlikler, hem Türkçenin korunması ve yaygınlaştırılması hem de Türk milletinin tarihine olan saygının en güzel örnekleri olarak tarihe geçti.
TİKA Tarafından 20 Mart’ta Prizren’de Ambulans Teslimatı
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), 20 Mart 2025 tarihinde Kosova’nın Prizren şehrinde sağlık hizmetlerini iyileştirmek amacıyla önemli bir projeye imza attı. TİKA, Kosova sağlık sistemine katkı sağlamak için bir ambulans yardımında bulundu. Bu yardım, Prizren’deki sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesine yönelik önemli bir adım olarak değerlendirildi.
Ambulans teslimatı, Prizren Belediyesi’nde düzenlenen törende gerçekleştirildi. Törende, TİKA’nın Kosova’daki koordinatörü Mahmut Çevik’in yanı sıra, Kosova Sağlık Bakanlığı yetkilileri ve Prizren Belediyesi temsilcileri de yer aldı. TİKA tarafından sağlanan ambulans, Prizren bölgesinde acil sağlık hizmetlerinin daha etkin bir şekilde sunulmasına olanak sağlayacak.
Mahmut Çevik, teslimatın ardından yaptığı konuşmada, bu tür yardımların Kosova ile Türkiye arasındaki dostane ilişkilerin bir göstergesi olduğunu belirtti. Çevik, “Bu ambulans, Prizren’deki sağlık hizmetlerinin kalitesini artıracak ve bölgedeki acil sağlık hizmetlerinin daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşmasını sağlayacaktır. TİKA olarak, Kosova’nın sağlık altyapısının güçlendirilmesine katkı sunmaya devam edeceğiz.” dedi.
Kosova’nın özellikle kırsal bölgelerinde acil sağlık hizmetlerine ulaşımın zor olduğu biliniyor. TİKA’nın sağladığı bu ambulans, bu sorunu hafifletmek ve bölgedeki sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak için önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Kosova Sağlık Bakanlığı yetkilileri, Türk hükümetinin bu yardımlarını takdirle karşıladıklarını ve Kosova halkı için büyük bir değer taşıdığını ifade ettiler
Prizren Belediye Başkanı da, bu tür yardımların sağlık sektöründe önemli bir boşluğu doldurduğunu ve bölgedeki sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesinde büyük rol oynayacağını belirtti. Ayrıca, Kosova ve Türkiye arasındaki işbirliğinin sağlık alanındaki projelerde devam etmesini umut ettiklerini dile getirdi.
TİKA’nın 20 Mart 2025 tarihinde Prizren’de gerçekleştirdiği ambulans teslimatı, Türk-Kosova ilişkilerinin güçlenmesine ve Kosova’daki sağlık altyapısının iyileştirilmesine katkı sağladı. Mahmut Çevik’in yaptığı açıklamalar, Türk işbirliğinin Kosova’daki sağlık sektörüne olan önemli katkısını vurgularken, iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin gelecekte daha da pekiştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Prizren’de Ramazan Ayında Düzenlenen İftarlar: Birlik, Kardeşlik ve Kültürel Dayanışmanın Göstergesi
Ramazan ayı, maneviyatın en yoğun yaşandığı, paylaşmanın, birlikteliğin ve kardeşliğin ön plana çıktığı özel bir dönem. Bu yıl da Prizren, geleneksel ve anlamlı bir dizi iftar programına ev sahipliği yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Prizren Başkonsolosluğu, ESNAF Derneği, Kosova Demokratik Türk Partisi (KDTP), Büyük Birlik Partisi, Kırklareli Belediyesi ve Edirne Balkan Şehirleri İşbirliği Platformu tarafından ayrı ayrıdüzenlenen iftar programları, hem yerel halkı hem de Türkiye’den gelen misafirleri aynı sofrada buluşturdu. Her biri farklı bir içerik ve misyonla gerçekleştirilen bu iftarlar, Prizren’deki toplumsal uyumun, kültürel zenginliğin ve karşılıklı saygının güçlü birer örneği oldu.
Prizren Başkonsolosluğu’nun düzenlediği geleneksel iftar programı, hem Kosovalı Türk toplumu hem de farklı etnik ve dini toplulukların temsilcileri tarafından yoğun ilgi gördü. Diplomatik temsilcilerin yanı sıra, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve halktan birçok kişi bu özel gecede bir araya geldi.
Başkonsolos yaptığı konuşmada, Ramazan’ın ruhuna uygun şekilde bu iftarın, halklar arasında dostluk ve kardeşliği pekiştirmeyi amaçladığını vurguladı. Konsolosluk bu organizasyonla, Türkiye’nin Kosova halkıyla olan tarihi ve kültürel bağlarını bir kez daha pekiştirmiş oldu.
Prizren’de aktif olarak faaliyet gösteren ESNAF Derneği, iş dünyasını iftar sofrasında buluşturdu. Yerel esnafların destekleriyle organize edilen bu özel gece, sadece bir yemek buluşması değil, aynı zamanda sosyal dayanışma ve gönüllülük temelinde yükselen bir etkinlikti.
Dernek başkanı iftar öncesinde yaptığı açıklamada, ekonomik faaliyetin yanında toplumsal faydayı önceleyen her girişimin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Samimi bir atmosferde geçen iftarda, farklı sektörlerden temsilciler birbirleriyle tanışma, kaynaşma ve gelecekte ortak projeler üretme fırsatı buldu.
KDTP’nin geleneksel hale getirdiği Ramazan iftarı, Kosova Türk toplumu için her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük anlam taşıdı. Parti temsilcileri, Prizren ve çevre bölgelerde yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya gelerek birlik ve beraberlik mesajları verdi.
Parti başkanı yaptığı konuşmada, Ramazan’ın sadece dini bir vecibe değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın bir aracı olduğunu belirtti. İftar sırasında hem Türk kültürü yaşatıldı hem de Kosova’daki farklı topluluklar arasında kurulan köprüler bir kez daha güçlendirildi.
Büyük Birlik Partisi tarafından düzenlenen iftar yemeği, Prizren’deki siyasi çevrelerin ve halkın bir araya geldiği özel bir geceye dönüştü. Parti yetkilileri, Ramazan vesilesiyle sadece kendi seçmen kitlesine değil, toplumun tüm kesimlerine açık bir davette bulunarak samimi bir buluşmaya imza attı.
Programda yapılan konuşmalarda, toplumun huzuru, barışı ve kardeşliği ön plana çıkarıldı. Partinin Prizren’deki temsilcileri, siyaset üstü bir yaklaşımla, toplumun tüm katmanlarını kucaklamayı hedeflediklerini belirttiler.
Kırklareli Belediyesi, Prizren’de düzenlediği iftar programıyla iki şehir arasındaki kardeşlik ilişkisini bir kez daha pekiştirdi. Kırklareli heyeti, beraberinde getirdikleri yöresel lezzetlerle misafirlere adeta bir kültür şöleni yaşattı.
Belediye başkanı konuşmasında, Balkan coğrafyasının kendileri için yalnızca bir dış politika meselesi değil, kültürel bir miras olduğunu ifade etti. İftar boyunca mütevazı ama içten bir atmosfer hakimdi. Prizrenli katılımcılar bu ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirerek, ilişkilerin daha da derinleşmesini arzuladıklarını ifade etti.
Edirne merkezli Balkan Şehirleri İşbirliği Platformu, bu yıl Prizren’de düzenlediği iftarla farklı şehir ve ülkelerden gelen katılımcıları aynı sofrada buluşturdu. Platformun öncülüğünde gerçekleşen iftarda, Edirne’den gelen heyet, Balkanlardaki Türk varlığının ve kardeş şehir ilişkilerinin güçlendirilmesi yönündeki vizyonlarını paylaştı.
İftar yemeği sadece bir paylaşım anı değil, aynı zamanda kültürel diyalog ve işbirliği fırsatlarının da konuşulduğu bir buluşma oldu. Platform temsilcileri, Balkanlardaki tarihi ve kültürel bağların korunması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti.
Bu yıl Prizren’de düzenlenen her bir iftar, farklı bir kitleye dokunsa da ortak bir ruh taşıdı: birlik, dayanışma ve karşılıklı saygı. Her organizasyon kendi temasını taşısa da, Prizren’in çok kültürlü yapısını ve halkların bir arada yaşama iradesini yansıttı.
Bu iftarlar sayesinde Prizren bir kez daha sadece tarihi ve mimarisiyle değil, hoşgörülü ve birleştirici toplumsal yapısıyla da örnek bir şehir olduğunu gösterdi. Ramazan’ın manevi iklimi, farklı kesimleri bir araya getirdi ve Prizren’in ortak geleceğine dair umutları yeşertti.
Kosova-Sırbistan Sınırında Artan Hareketlilik ve Güvenlik Alarmı: Terör Tehdidine Karşı Operasyonlar Yoğunlaştı
Kosova’nın son günlerdeki gündemini, Sırbistan sınırına yakın bölgelerde yaşanan olağanüstü hareketlilik ve bu hareketliliğe paralel olarak yükselen terör tehdidi oluşturuyor. Özellikle Kosova Postası’na yönelik düzenlenen bombalı saldırının ardından, güvenlik birimlerinin alarma geçmesiyle birlikte ülke genelinde art arda operasyonlar düzenlenmeye başlandı. Gjakova’da yürütülen operasyonda bazı şüpheliler gözaltına alınırken, bugün itibarıyla 14 kişinin daha tutuklandığı açıklandı. İçişleri Bakanlığı tarafından kamuoyuna yapılan açıklamalara göre, bu kişilerin 12’si
Prizren’de, Sırp plakalı araçlar ile hareket ederken yakalandı. Üstelik bu grubun içerisinde aktif görevde bulunan iki Sırp güvenlik personelinin yer aldığı da resmi kaynaklarca doğrulandı.
Geçtiğimiz günlerde Kosova Postası’na yönelik düzenlenen bombalı saldırı, uzun süredir nispeten sakin seyreden güvenlik ortamının kırılmasına yol açtı. Patlamada can kaybı yaşanmazken, olay yerine hızla intikal eden güvenlik güçleri ve adli birimler, saldırının organize bir yapı tarafından gerçekleştirildiği kanaatine vardı. Olayın hemen ardından, benzer eylemlerin başka kurumlara da yönelmesi ihtimali nedeniyle tüm ülkede güvenlik seviyesi artırıldı.
Kosova İçişleri Bakanı, yaptığı açıklamada bu saldırının tesadüfi bir olay olmadığını, arkasında profesyonelce örgütlenmiş bir yapı bulunduğunu ve Kosova’daki huzur ortamını hedef aldığını vurguladı. Bakan, “Bu saldırılar sadece fiziki değil, psikolojik bir savaşın da parçasıdır. Ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz,” ifadelerini kullandı.
Kosova istihbarat birimlerinin tespitleri doğrultusunda ilk operasyon Gjakova’da gerçekleştirildi. Operasyon kapsamında, bölgedeki bazı adreslere eş zamanlı baskınlar yapıldı. Yapılan aramalarda dijital materyaller, iletişim cihazları ve şüpheli evraklar ele geçirildi. Gözaltına alınan şüpheliler hakkında soruşturmalar derinleştirilirken, bu kişilerin bir süredir izlendikleri ve dış bağlantılarının olduğu iddia edildi.
Gjakova’daki operasyonun ardından elde edilen bilgiler, güvenlik güçlerini Prizren merkezli yeni bir operasyonun hazırlığına yöneltti.
Bugün sabah saatlerinde Kosova genelinde düzenlenen operasyonda toplam 14 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 12’sinin Sırp plakalı araçlarla Prizren’de koordineli biçimde hareket ettikleri belirlendi. Araçlar üzerinde yapılan incelemelerde, farklı kentlerden geldikleri ve birbirleriyle bağlantılı oldukları tespit edildi.
En çarpıcı gelişme ise bu grubun içinde aktif görevde bulunan iki Sırp güvenlik görevlisinin yer alması oldu. Bu kişilerin sınır ötesi bir yapı içerisinde istihbarat ve yönlendirme rolü üstlendikleri yönünde güçlü şüpheler bulunuyor. İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Kosova’nın ulusal güvenliğini tehlikeye atan hiçbir girişime izin verilmeyecek. Yargı süreci derhal başlatılmıştır” denildi.
Kosova-Sırbistan sınır hattında askeri ve sivil gözlemci birliklerin devriyeleri sıklaştırıldı. Sınır kapılarında olağanüstü güvenlik tedbirleri uygulanırken, özellikle Sırbistan’dan gelen araçlara yönelik kontroller arttırıldı. Ülkenin kuzey bölgelerinde hem polis hem de Kosova Güvenlik Gücü’nün (FSK) gözlem faaliyetleri yoğunlaştırılmış durumda.
Güvenlik birimleri, yalnızca fiziki tehditlere karşı değil, aynı zamanda dijital iletişim ve propaganda faaliyetlerine karşı da istihbarat çalışmalarını artırmış durumda. Terör tehdidine karşı “önleyici güvenlik doktrini” çerçevesinde hareket ediliyor.
Bu gelişmelerin kamuoyundaki yansımaları ise oldukça dikkat çekici. Prizren, Gjakova ve Priştine gibi şehirlerde halk, endişe içinde ancak güvenlik güçlerine olan inancını koruyor. Sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri, bu tür olayların toplumda panik ve bölünme yaratmaması için sağduyu çağrısında bulunuyor. Medya kuruluşları ise bilgi kirliliğine karşı teyit edilmiş haberlerle kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğunu sürdürüyor.
Kosova, bölgesel ve uluslararası güvenlik denkleminde her zaman stratejik bir konuma sahip oldu. Ancak son gelişmeler, terör örgütlerinin ve dış kaynaklı yapıların, bu denklemi bozmak adına ciddi girişimlerde bulunabileceğini açıkça gösteriyor. Bugün yürütülen operasyonlar, yalnızca anlık tehditleri değil, aynı zamanda uzun vadeli güvenlik mimarisini koruma yönünde atılan önemli adımlar olarak değerlendirilmelidir.
Bu süreçte toplumsal birlik, güvenlik güçlerine duyulan güven ve demokratik değerlerin korunması, ülkenin bu zorlu dönemden daha da güçlenerek çıkmasının anahtarı olacaktır. Kosova halkı, geçmişte olduğu gibi bugün de bu tür tehditler karşısında dimdik durmayı sürdürüyor.