TDK’ya göre bu atasözünde, insanlara merhamet ve sevgiyle yaklaşan kişilerin vefasızlık ve düşmanca tavırlar ile karşılaşabileceği anlatılır. Biz ne kadar hoşgörülü olursak olalım, karşı taraf kötü niyetli olabilir. Bu da büyük tartışmaların ve kavgaların yaşanmasına neden olabilir.

Mart.2011’de Suriye’de İç Savaşla başlayıp, Suriyeli,  Afgan, Pakistanlı ve hatta Ermeniler dahil olmak üzere 8-9 milyonlara ulaşan  sığınmacı akını giderek daha büyük bir sorun haline dönüşmüştür.

Atalarımız, iyiliklerin karşılıksız yapılması gerektiğini söylemişlerse de bu kadar büyük bir nüfusun Türkiye bütçesine ve ekonomisine getirdiği aşırı yük, tahammül sınırlarını aşmaya başlamıştır. Açıklamalara göre sığınmacılar ve Suriye’de koruma altına alınanlar için harcanan 100 milyar dolar ile kendi vatandaşlarımızın bir çok sorununu çözebilecekken, yaşanan yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, kiraların ve konut giyatlarının yükselmesi ve işsizlik sorununun devam etmesi geniş halk kitlelerini rahatsız ediyor. Sığınmacılar ciddi bir ulusal güvenlik sorunu haline gelmiştir. Bu da kamuoyununda gelecekle ilgili kaygı yaratmakta olup,  siyasetçilerden sorunun nasıl çözüleceğini öğrenmek istemektedir.

Bayramda sosyal medyada dolaşan ve Zafer Partisi Lideri Sn.Prof.Dr.Ümit ÖZDAĞ tarafından Hande KARASU’ya yaptırılan “SESSİZ İSTİLA” isimli video, sorunu çok çarpıcı bir şekilde yansıtarak kamuoyunda gindem yarattı. İktidar kanadı bunu “ırkçılıkla” suçlarken, muhalefet partileri; “yabancı düşmanlığı değil, Türk Düşmanlığı yapılıyor” ,  “Türk Milliyetçiliği ırkçılık değildir”, diyerek ÜLKEMİZİN DEMOGRAFİK YAPISININ  DEĞİŞTİRİLMEK  istendiğini haykırmaktadır…

Düne kadar ensar-muhacir  muhabbetiyle sorunu hafife alan bazı yetkililer, sığınmacı sorunu büyüyünce şimdi de ırkçılık ve yabancı düşmanlığı yapıldığını söyeleyerek konuyu istismar etmektedirler. E.Milletvekili Sinan OGAN “Biz yabancı düşmanlığı yapmıyoruz, sen Türk düşmanlığı yapıyorsun” sözleriyle İçişleri Bakan Yardımcısına gereken cevabı vermiş.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof.Dr.Ümit ÖZDAĞ’ın açıklamasına göre,  son on yılda yaşanan dünyanın en büyük göçünde 5 milyon 300 bin Suriyeli ile (Bakanın açıklamasına göre 3 milyon 768 bin). BM kaynaklarına göre; 1 milyon 500 bin Afgan, 300 bin Pakistanlı, 200 bin Ermeni’yi de eklersek, Irak, İran, Pakistan ve Afrika’dan  gelen sığınmacılar  ve kaçaklarla sayının 9-10 milyon civarında olduğu görülüyor.  Ayrıca Suriye’nin kuzeyinde de 3 milyondan fazla insanın beslendiği açıklanıyor. İstanbul  Valiliği;  İstanbul’da 1 milyon 300 bin yabancının ikamet ettiğini, 542.045’nin geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerden, 763.262’sinin düzenli diğer göçmenlerden oluştuğunu açıklamış. Bu rakamlar olayın boyutunu gayet açık bir şekilde izah ediyor. Güney bölgelerimizde bazı illerde  demografik yapı  vatandaşlarımızın aleyhine bozulmuş ve Türkler azınlık durumuna düşmüşlerdir.

Sayıları 9 milyonu bulan geçici koruma statüsündeki Suriyeli sığınmacılar hem kültürel, hem ekonomik sebeplerle Türk halkının huzurunu kaçırmakta, bu da toplumsal karşıtlığı tetiklemektedir. Anketlere göre Türk halkının %90’a yakını Suriyelilerin gitmesini istemektedir.[1]  Bu sorunların Suriyelilere karşı olan olumsuz bakış açısını güçlendirdiği ve sığınmacı karşıtlığını daha çok tetiklediği belirtilmektedir. Yapılan araştırmalar, halkın özellikle de ekonomik olarak zayıf olan kesiminin ekonomik sorunların baş sorumlusu olarak Suriyeli mültecileri gördüğünü ortaya koymaktadır.[2]  Sığınmacı karşıtlığının en yoğun olarak ekonomik durumu zayıf olan bu kesimler tarafından yapıldığını belirten raporlar bunun en temel nedeni olarak ucuz iş gücü gerektiren sektörlerde çoğunlukla Suriyeli sığınmacıların çalışmasını neden olarak göstermektedir.[3] Devlet tarafından Suriyelilere karşı yapılan yardımların da yeteri kadar şeffaf olmaması toplum içerisindeki nefret söylemlerini arttırmaktadır. [4]

Öğretmenler, Suriyeli öğrencilerin bir bölümünün sürekli dışlanmışlık ve ezilmişlik psikolojisi içinde olduğunu, buna bağlı olarak kuralsızlıkta sınırları aşan davranışlar gözlemlendiğini belirtmektedir. Suriyelilerin bulunduğu okullarda çalışan ve tükenmişlik sendromu yaşayan öğretmenler, okuldaki şiddetin arttığını belirtmektedir.[5]

Yaşanan bu ve benzeri gelişmeler, “merhametten maraz doğar” sözünü hatırlatmış ve Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sorunlar, hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, konut fiatlarındaki artış ve işsizliğe Suriyeli mültecilerin sebep olduğunun düşündürmeye başlamıştır.  Sorun,  karşıtlık-taraftarlık veya ensar-muhacir muhabbetleriyle geçiştirilebilir olmaktan öte, daha derin bir vizyonla, bölge ve dünyadaki gelişmeler ışığında uluslararası camianın bizi insan hakları ihlali ile suçlamayacağı uluslararası hukuka uygun ve yasal çerçevede ele alınmalı, akılcı, gerçekçi ve Türk milletinin hak ve menfaatlerine zarar vermeyecek şekilde çareler aranmalıdır. Bugünkü çözümlerimiz, gelecekte yaşanması muhtemel sorunların sebebi olmamalıdır. 

Sığınmacıların bizim ülkemizin tüm dengelerini alt-üst etmesine sebep olmasına rağmen başta Yunanistan olmak üzere AB ülkeleri göçmenlerin kendi ülkelerine girişlerini gayri insani yöntemlerle engellemektedirler. Yunanistan’ın Ege ve Akdenizin soğuk sularında, kaçakların botlarını şişleyerek ölüme ittiği görülmesine rağmen engellenmemektedir. Kara yoluyla geçişler çok azalmışsa da yakalananlar, karda-kışta kıyafetleri çıkartılarak, yarı çıplak vaziyette soğukta sınır dışına atılmaktadır. Birleşmiş Milletlerin, AB kurumlarının, İnsan Hakları Örgütlerinin tepkisizliği de dikkati çekmekte ve inandırıcılıklarının yitirilmesine sebep olmaktadır.

Sığınmacılar konusu uzun yıllar öncelikli sorunumuz olacak ve ülkemizin geleceğini olumsuz etkileyecektir.

Süheyl  ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.V.


[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_Suriyeli_kar%C5%9F%C4%B1tl%C4%B1%C4%9F%C4%B1

[2] Osman Bahadır Dinçer, Vittoria Federici, Elizabeth Ferris, Sema Karaca, Kemal Kirişci ve Elif Özmenek Çarmıklı (Kasım 2013). “SURİYELİ MÜLTECİLER KRİZİ VE TÜRKİYE SONU GELMEYEN MİSAFİRLİK.

[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_Suriyeli_kar%C5%9F%C4%B1tl%C4%B1%C4%9F%C4%B1

[4]  Yildiz, Zehra (16 Ocak 2019). “Nefret söylemi çıkmazında Suriyeli sığınmacılar”

[5] https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_Suriyeli_kar%C5%9F%C4%B1tl%C4%B1%C4%9F%C4%B1

Sosyal Medyada Paylaş
Picture of Süheyl ÇOBANOĞLU
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Başkanı

Bir Yanıt

  1. Sığınmacı sorunu ülkenin geleceğini tehdit eder duruma gelmiştir. Çok teşekkürler Süheylciğim. Yazdıklarına gönülden katılıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BENZER İÇERİKLER