HACI KASIM CAMİİ
Hacı Kasım Camii Prizren deresinin sol kıyında İslahananın kuzeybatısında bulunur.
Cami Anadolu’dan görev icabı Prizren’e gelen baytar (veteriner) Hacı Kasım’ın adını taşır. Hicri 944/ Miladi 12 Mart 1538 yılında onaylanan Kukli Bey vakıfnamesinde mescit olarak geçer. Demek cami binası bu tarihten önce kurulmuştur. Daha geçlerde binaya minare eklenir, içine minber konulur ve Bayram ile Cuma namazlarının kılındığı cami haline dönüşür.
Kıble duvarı
Hacı Kasım Camiinin ve mahallesinin 1591 yılından önce varolduğu bu yıl içerisinde vergiye tabi tutulan mahalle sakinlerinin adları bulunduğu vergi kayıtlarından da görülüyor. Cami binasının baytar Hacı Kasım tarafından inşa edilmesiyle “Ayas Bey” olarak bilinen bu mahalle Hacı Kasım Mahallesi olarak anılmaktadır. Ama caminin hangi tarihte kurulduğunu gösteren bir delile henüz ulaşılamamıştır.
Bugün caminin iç kapısı üstünde, mermer üzerine kirli sülüs ile, çapraşık yazılı kitabe Hicri 1247 Miladi 1831–32 yılında vefat etmiş olan annesi Hatman hanımın ruhi için Prizren valisi Mahmut Paşa tarafından tamir edildiğini bildiriyor. Geniş kapsamlı tamir yapılmadığı için cami eski görünümünü kaybetmemiştir. Duvarları kerpiç ve hatıldır. Binası çatılı ve Prizren’in el yapılı kiremitleriyle örtülüdür. Sağ tarafta bulunan minaresi kesme taştan yapılmıştır, şerefesi düz bir çıkıntıdan oluşur. Minarenin dış tarafı sıvalıdır. Mihrap kıble duvarının tam ortasında oyuk şeklindedir. Mihrabın eski süslemeleri 1985 yılında duvarların yeniden sıvalanmasıyla çekilmiş, şimdi iki çiçeğin açtığı ve aralarında açmak dönemine gelmiş bir goncadan oluşan gül dalının elle çizilmiş tasviri bulunur. Duvarlar sıvalı ve beyaz renkte badanalıdır. Mihrabın sağ tarafında duvara yapışık ahşap yapılı minber bulunur.
Kıble duvarında iki, alta ve üste olmak üzere dört pencere vardır. Kuzeydoğu tarafındaki duvarda üste iki pencere, güneybatı tarafındaki duvarda alta bir ve üste iki pencere vardır. Alttaki pencereler 80 x 100 sm’dır, duvarlar ise 80 sm. kalınlığındadır. Caminin iç duvarları yerden 1.50 sm. yükseklikte tahta kaplıdır. Düz olan iç tavan tahta kaplıdır. Caminin giriş kapısının üzerinde üç ahşap direk üzerinde duran boydan boya 1.80 sm. genişliğinde mahfil vardır. Mahfilin ortasında 2 metre genişliğinde 80 sm. uzunluğunda müezzin mahfili bulunur. Mahfilin altındaki sol bölüm kadın cemaati tarafından maksure olarak kullanılmaktadır. Mahfile cami içindeki ahşap merdivenle çıkılır ve cami içinde minareye çıkaran kapıcık bulunur.
Hacı Kasmı Camii ve şadırvanı
Son cemaat yerinin sol tarafı duvarlarla sarılarak ve 3,40 x 5,50 sm. ölçüsünde bir oda meydana getirilmiş. Odanın kıble duvarında basit bir oyma mihrap vardır ve mihrabın sol tarafında caminin içine bakan 80 x 100 sm ölçüsünde bir pencere bulunur. Bu odadaki mihrapta caminin içindeki mihrapta çizilmiş olan gül resminin benzeri bulunur. Caminin giriş kapısının sağında ise 3,40 x 4,50 sm ölçüsünde dört taraftan duvarla sarılı son cemaat yeri vardır. Bu bölüm cami binasından dışarı taşmıştır. Şimdi avludan son cemaat yerine kapıdan girilmektedir. Burada kuzeybatı duvarında soğuk havalarda abtes almak için abtes çeşmeleri bulunur.
Cami haziresinde hicri 1328 Miladi 1919 yılında vefat etmiş Seyfeddin Efendiye ait bir kabir bulunur. Caminin sokak kapsından girilince sağ tarafta aptes çeşmeleri bulunur.
Sokaktan geçenlerin hayırduasını almak amacıyla Hacı Kasım’ın yaptırdığı çeşme caminin sokak kapsının sol tarafındaydı. Şimdi yerinde izi bulunmayan çeşmenin yeniden yapılması için devreye girmelidir.
Mehmet Kukli Bey Camii’ne ait olduğu belirtildiyse de caminin iç kapı üstünde bulunan mermer kitabe Dr. M. Kemal Üzergin, Dr. Hasan Kaleşi ve İsmail Eren[10] tarafından şöyle okunmuştur:
Mahmud Paşa, Emin Paşa mâderleri af sitân
Hatmân Hanım bâ emr-i Hak çün eyledi ‘azm-i cinân
Oğlı onun Mahmud Paşa âdetleri üzre müdâm
Kavl-i Resûlê imtisâl-i, hayr edüp bezl-i tuvân
Tevfik erüp dedi bunu ana Hüda’dan ey ahli
Hasbî kılup pâk mâlını hayrâta sarf ol âli-şân
Kukli Beg’ün virân olan câmii tarz-ı hüsün
Vâlidesi rûhı içün tecdid edüp, hem âbâdân
Kırıklarla çıkdı her biri târihini böyle dedi
Hûb oldı, pek ra’nâ, cedid mescid eyleye ona
1247
KUKLİ BEY (SARAÇHANE) CAMİİ
Kentin merkez bölümünde eskiden Saraçlar Çarşısının (Saraçhane) bulunduğu Gazi Mehmet Paşa hamamının doğu tarafında, Halveti Tekkesi’nin kuzeyinde yeni posta binasının bitişiğindedir. Kukli Mehmet Bey Camii halk arasında “Saraçhane Camii” olarak bilinir. Cami binasının ünlü akıncı Vanlı (Anadoluı) Kukli Mehmed Bey tarafından yaptırıldığını, Kukli Mehmed Bey’in 1538 yılında Prizren kadısı Mustafa Avni huzurunda tespit edilip onaylanan vakıfnamesinden öğreniyoruz. Vanlı Kukli Mehmed Bey’in dedesi İlyas Kuka adına Prizren’de daha bir cami, bir mescit, bir tekke, çok sayıda dükkân ve Prizren dışında birçok cami, kervansaray, han hayrat bıraktığını öğreniyoruz. Kukli Mehmet Bey’in çok büyük ve zengin bir vakfı olduğunu konuklardan kervansaraylarında ücret alınmayacağı, kervansaraylarda hizmet edenlere ikişer akçe yevmiye (günlük) verileceği vakıfnamesinde belirtmiştir. Ayrıca bu giderlerin karşılanması için taşınmaz mallardan başka nakit olarak 50.000 gümüş sikke de hayrat olarak vakfettiği belirtilmiştir.
Caminin tamirine ait kitabe
Osmanlı hanedanına mensup olan Kukli Mehmed Bey birçok sefere katıldığı, Prizren’in 1455 yılında gerçekleşen son fethine katıldığı için vakıfnamesinde “Gazi” olduğu belirtilmiştir. Duvarları moloz taşlarla örülmüş olan Kukli Mehmet Bey Camii Mehmet Tahir efendinin menkıbelerine göre Hicri 941 Miladi 1534–35 yılında yapılmış Prizren kadısı tarafından “Evail – i şevval 944” (Mart 1538 başı) tarihinde onaylanan Mehmed bin Hayrüddin’in vakfiyesinde bu caminin vakfedilmesi, bu tarihten önce varolduğunun kanıtıdır. İç ölçülerine göre cami 8.30 x 8,30 metredir. Sekiz köşeli kasnağa oturtulan sekiz köşeli sağır kubbesi kaya parçalarıyla örtülüdür.
Mihrabı duvar oyuğudur. Dikdörtgen olan pencereleri sövesizdir. Ahşaptan yapılmış mahfili 1994 yılında gerçekleşen tamir sırasında sökülerek yerine beton sütunlu ve döşemeli yeni mahfil yaptırılmıştır. Dörtyüzaltmış yıl önce yapılmış caminin içindeki beton sütunlu ve beton döşemeli mahfil caminin iç güzelliğini tamamen bozmuştur. İçten tüm duvarlar kum ve kireçten oluşan harçla sıvalanmıştır.
Mehmet Kuki Bey Camii
Caminin giriş kapısının sol tarafında duvar oyuğu bir mihrap vardır. Bu ise caminin önceleri revak bölümünün olduğuna işarettir. Sağ taraftaki minare yüksek ve sivridir. Kubbenin oturduğu kasnak seviyesine kadar minare kaidesi kesme taştandır ve bu bölüm sıvalı değildir. Sıvasız bölümden sonra yükselen minare bölümü sıvalıdır.
Minarenin yüksekliği cami binasının zemininden kubbe tepesine kadar ki yükseklikten iki mislidir.
Cami dış ölçüleriyle 9.20 metre olup kare şeklindedir. Giriş kapısı 1.16 metre genişliğindedir. Minareye çıkaran kapı 0.59 metre genişliğindedir.
Saraçlar çarşısının yıkılmasıyla cami binasına dayanan yol, kıble tarafında inşa edilen postahane binası, batı tarafında ise ortamın örekçiliğine uymayan bir inşaat camiyi çevrenin çirkin görünüşü yüzünden yoksul bırakmıştır. Caminin güney tarafında ise Halveti Tekkesi bulunmaktadır.
Tamirine ait olan kitabe mahfili taşıyan ahşap sütunun taşıyıcı tabanında ağaç kabartmalıdır. 1991 yılındaki tamir sırasında sökülerek atılmıştır. Kitabe Prizren Kültür Anıtları Koruma Kurumunda korunmaktadır. Hacı Kasım Camiinde duran Hiciri 1247 tarihli tamir kitabede Kukli Bey Camiinin tamirine ait olduğu yazılmıştır. Hacı Kasım Camiinin adı geçmemektedir. Buna göre bu kitabenin Kukli Bbey Camiine ait olması muhtemeldir.
MAHALLE (CAFER EFENDİ) CAMİİ
Bugün Yeni Mahalle olarak adlandırılan şehir bölgesinde inşaat yapılmadan önce şehitler mezarlığının bulunduğunu kanıtlayan birçok delil vardır. Tezgir Baba, Gözcü Mahmut Baba, Cafer (Yarımbaş) Baba gibilerinin türbeleri bu çevrededir. Burada ilk ibadet yeri olan Namazgâh (Kırık Cami) da bulunmaktadır. Cafer Baba türbesine bitişik kurulan Yeni Mahalle Camii tarih kaynaklarında “Cami-i Cedid” olarak geçmektedir. Bu adla anılması için iki neden vardır. Birincisi kentte “Cami-i Atik” ( Eski- Cuma Cami) ten sonra inşaatına başlandığı için Yeni Cami adını almasıdır ve ikinci neden de caminin bulunduğu çevrede yeni inşaat başlayıp Yeni Mahallenin kurulmasından sonra caminin yapılmasıyla “Yeni Mahalle Camii) adını aldığı kanısındayız. Caminin kurucusu henüz belli değildir. Ama camiye bitişik bulunan Cafer Baba[11] türbesindeki mezartaş kitabesinin okuduğumuz üç bile yüzünde “ El merhum el mağfur el muhtaç, Cafer bin (okunamadı) sene 993” yazılıdır. Bu ise Cafer Baba’nın 1585/86 yılında şehit düştüğünü göstermektedir. Cami minaresi çevresinde kalan küçücük bahçede de Hasan Çelebi’ye ait olan dikdörtgen mezar taşında 1127 /1715 yılı yazılıdır. Bu tarihler caminin kuruluş tarihinin belirlenmesi için ipucu olabilir. Şimdilik caminin ne zaman kurulduğu belli değildir. Yeni Mahalle 1591 yılına ait Prizren Sancağı ‘nın 55. sayılı defterinde gösterilmediğine göre o dönemlerde böyle bir adla bir mahallenin olmadığı kesindir. Daha geçlerde yapılan kayıtlarda öteki mahaller arasında “Yeni Mahalle” de kaydedilmiştir. 1883 yılında ölen Mehmed Tahir Efendi yazdığı menkıbelerinde camiden söz ederken Derviş Çelebi adında birinin kentin en önemli bölgesinde bir cami kurduğu rivayet edildiğini ve öteki camileri olduğu gibi bu camii de halk tamir ettiğini, adına da Yeni Cami denildiğini bildirmektedir. Buna göre Yeni Caminin bu yıldan çok daha önce kurulduğu kesindir. Zeten şevval 944 / 3-12 mart 1538 tarihinde tasdikleşen Prizrenli Mehmet Kukli Bey’in vakıfnamesinde şahitlerden biri Cami-i Cedid (Yeni Cami) hatibi Mustafaoğlu Mevlana Mehmed’in adı geçmektedir. Hasan Kaleşi ve İsmail Recep “Cami-i Cedid’in Prizren’in Türkler tarafından fetholunca, Cami-i Atik adı verilen Bogorodiça Levişka (Cuma Cami)’nın camiye uygulanmasından hemen sonra inşa edildiğini, bu yüzden “Cami-i Cedid” adını aldığını tahmin etmektedirler. Yeni Mahalle Camii’nin kurulduğu çevre o dönemlerde kentin önemli ticari merkezi olduğunu ve kalabalık nüfusu bulunduğunu gösteren kayıtlar vardır. Bu verilere göre Yeni Mahalle Camii’nin 1538 yılından önce kurulduğu ve Cafer Efendi’nin caminin yanında bulunan bugünkü türbeye gömüldüğü kesindir. Bu yüzden halk Yeni Mahalle Camiini “Cafer Efendi- Baba” olarak da adlandırmaktadır.
Caminin binası yıkıldı, minaresi yeni cami binasının ortasına alındı
Yeni Mahalle camiinde 1991–1996 yılları arasında yapılan tamirlerle minaresinden ve camiye bitişik olan “Mevlana Cafer Baba” türbesinden başka eskiyi andıran birşey kalmamıştır. Cami binası çevresindeki boşluklara genişlenip eski şekli ve ölçüleri tamamen yokolmuştur. Şimdi kıble tarafı 15 metre genişliğindedir, doğu tarafı 9 metredir. Mihrap, yanlarda insan boyu yüksekliğinde tuğla ile dizilmiş iki sütun üzerinde duran bir levha tahtasından oluşmaktadır. Mihrabın geçici bir süre için yapıldığı izlenimini verdiyse de senelerce öyle durmaktadır. Bu ise bu yörelerde kurulan camilerdeki mihrap şekillerine çok zıt düşmektedir. Cami içi mihrabın yanlarında iki küçük ve batı duvarında bir büyük pencereden aydınlanmaktadır. Doğu duvarındaki pencere komşu evin duvarına çok yakın olduğundan dolayı aydınlık vermemektedir. Minber ahşaptandır. Yeni yapılmış ve 3 metre genişliğinde olan mahfil doğu duvarı ve ortada bulunan beton sütun arasında beş ahşap sütun üzerinde durmaktadır.. Batı tarafta mahfilin altında bir oda vardır. Camiye sokaktan cami binası ve Mevlana Cafer Baba türbe binası arasındaki üstü kemerli iki bölümlü kapıdan girilmektedir. Cami binası dört tarafa akıntısı olan kiremit örtülü iki bölümlü çatı altındadır. Türbe binasının devamında iki katlı yeni bir bina yapılmıştır. Binadaki odalar cami mektebi olarak kullanılmaktadır. Minare şimdi caminin kuzey duvarının ortasında kalmıştır. Oniki köşeli kaide üzerinde oturan minare tek şerefelidir. Minarenin çevresinde küçük bir yeşillik alanı vardır ve orada baş taşı kırılmış bir tümsek mezar bulunmaktadır. Dikdörtgen şeklinde olan bu mezar taşının dört bile yüzünde ki kitabede El – muteveffa el-merhum-ul mübarek Hasan Çelebi bin Ramadan, sene 1137 / 1724 yazılı olduğunu bu mezar taşına sürülmüş koyu yeşil demir boyayı titizce kazıdıktan sonra tespit ettik. Mezar taşının üst kısmı müferres şeklinde olduğunu, caminin son tamiri sırasında kırılıp yeni yapılan cami duvarının temeline atıldığını cami etrafında evleri olan müminler söylediler.
[10] Kemla Özergin, Dr. Hasan Kaleşi, İsmail Eren: Prizren Kitabeleri” Vakıflar Dergisi saytı VII, İstanbul 1968
[11] Roksanda Timotiyeviç “Prizrenske Dzamije i Njihova Dekoracija” (Starine Kosova knjiga IX, Priştine 1989 sayfa 59-60 ) yazısında caminin Hasan Çelebi tarafından inşa edildiğini, bir rivayete göre Arabistan’dan gelen Cafer-beg hoca’nın savaşta şehit düşüp kopan kellesini koltuğu altına alıp can verdiği bu yerde gömüldüğünü, başının üstünde Arapça yazılı bir direğin bulunduğunu belirtmektedir. Diktörtgen şeklinde olan bu mezar taşının kitabesini okuduk.