MAKSUD PAŞA (MARAŞ) CAMİİ

Prizren deresinin sol tarafında, kalenin altında Maraş (Farsça serin demek) olarak bilinen semte tek kubbeli olan Maksud Paşa Camii

Maraş camii olarak da bilinmektedir. Cami 1708–1710 yılları arasında Şeyh Süleyman Efendi Acize Baba tarafından kurulan Saadi tarikatına ait tekke binasının bahçesine bitişiktir. Caminin kitabesi yoktur. Mehmed Tahir ef. Menkıbesine göre caminin banisi Maksud Paşa’nın,  Seyyidi Bey’in ve Kasım Bey’in ağabeyi olduğunu, varlıklı ve itibarlı ailenin çocuğu olarak eğitim görüp ve sadrazamlığa aday olmaya kadar yükseldiğini, Kars ve Mısır valisi olduğunu bildirmektedir. 1642–1644 yıllarında vali iken öldürülen Maksud Paşa’nın bu camiyi bu tarihten önce yaptırdığı tahmin edilmektedir. Caminin Sinan Paşa Camii’nin kopyası olmasını istemişse de cami Suzi Çelebi Camiinin büyüklüğündedir. Mimarisi bakımından ise ondan küçük olan Kukli Mehmed Bey (Saraçhane) camisinin kopyası olmuştur. Caminin dış, iç görünümü, mahfili, kubbesi ve minaresi Kukli Mehmed Bey camiine benzemektedir. Bu iki caminin kubbeleri sekiz köşelidir ve cami duvarları Prizren deresinde varolan moloz taşlarla örülmüştür. Dış duvarlarla 10.20 x 10.20 m. büyüklüğündedir. Maksut Paşa camisinin minberi bulunmadığını ve Hasan Çelebi adında birinin camiye minber yaptırdığını da Tahir Efendi bildirmektedir.  Osmanlı Devletinde

Maksut Paşa (Maraş) Camii ve Sadi Tekesinden kalan Süleyman Efendi Acize Baba Türbesi

minbersiz camide cuma namazları kılınmadığı ve cuma namazları büyük camilerde kılındığına göre Maksut Paşa Camii önemli camilerden olmadığı ve inşaatı Maksut Paşa hayatta iken tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Cami Maksut Paşa hayatta iken tamamlanmış olsaydı muhakkak minberi de olurdu. Mısır valisi olan bir paşa cami binasından başka cami çevresinde mektep binasına benzer ek bina da yaptırırdı.

Maksut Paşa camiinin 1700 yılından önce de varolduğunu ve hizmete açık olduğunu bu yılda caminin doğu tarafında kurulan Sadi Tekkesi de kanıtlamaktadır. Sadi tarikatının şeyhleri ve dervişleri namazlarını camide kıldıktan sonra tekkede zikir yapmaktadırlar. Tekke Maksut Paşa Camii bitişiğinde kurulduğu için ayrı bir caminin kurulmasına gereksinme kalmamıştır. Tekke kurulduğu zaman Maksut Paşa Camii olmasaydı muhakkak tekke arazisi içinde Süleyman Efendi Acize Baba tarafından bir cami de kurulurdu.

Daltulum Bayırından Prizren Kalesi, Maraş ve Maksut Paşa Camii

Cami binası uzun zaman tamir görmediği için harap bir halde iken Belediye’ nin imar ve iskân müfettişliği tarafından çevreye tehlikeli olduğu gerekçesiyle yıkılması emredilince kimi hayırsever vatandaşların yardımıyla 1991 yılında tamir edilmiştir. İç ve dış sıva kaldırılarak yeniden sıvalanmıştır. Pencereler değiştirilmiş, kubbe kurşunla kaplanmış, bahçede şadırvan yaptırılıp kubbe altına alınmıştır. Avlu duvarları yerden yukarı bir metre yüksekliğinde yapılıp üst kısmı demir parmaklıklarla kapanmıştır. Caminin yıldırımdan yıkılan minaresinin şerefe üstü uzun yıllar yıkık kaldıktan sonra 1968 yılında tamir edilmiştir. Caminin kıble duvarında sağ taraftan giriş kapısı bulunmaktadır. Kapının sol tarafında duvar oyuğu mihrap vardır ki caminin önceleri son cemaat yerinin varolduğunu göstermektedir. Mihrabın üstünde son cemaat yerinin çatısını tutan tabanların izleri bulunmaktadır. 1934 yılında çektirilmiş olan bir fotoğrafta caminin 1o ahşap direk üzerinde çatısı duran son cemaat yerinin varolduğu, el kiremidi ile örtülü olduğu görünüyor. Mihrabın sol yanında kemerli bir pencere bulunmaktadır. Bugün son cemaat yerinin yarı kısmı caminin havlu duvarları dışında kalmış, sokağın bir parçasını oluşturmaktadır. Öteki üç bile duvarda alta ikişer ve üste birer pencere bulunmaktadır. Tüm pencerelerin üst kısımları kemerlidir. Caminin içinde bulunan minber ağaçtandır, 2,50 sm. genişliğindeki mahfil betonarmedir. Ön kısmı şişe işli ağaç korkulukludur.

Maksut Paşa Camii ve sağda asırlık Anıt Ağacı

Mahfile caminin içinde kuzey duvara yapışık olan merdivenlerden çıkılmaktadır. Mahfilin altı, korkulukla ayrılmış mensuradır. Minare caminin sağ tarafında, camiye giriş kapısının sağındadır. Dört köşeli minare kaidesi camiden dışarı taşmıştır. 1977 yılında camiyi ziyaret eden Dr. Ekrem Hakkı Ayverdi minare kaidesinin beşi dışarıda on köşeli olduğunu bildirmektedir. Bu kaide üzerinde kesme taştan yapılı olan minare 14 köşeli ve sıvalıdır. Caminin dış ve iç duvarları beyaz boya ile badanalıdır. Cami haziresinde baş taşı kitabesiz olan bir mezar bulunmaktadır. Mezarın kime ait olduğu henüz kesin değildir. Camide birzamanlar vazife gören bir imama ait olduğunu söyleyenler vardır. 

2006 yılında cemaat caminin son cemaat yerini yaptırarak üstünü kapatmış, etrafını pencere ile sarmıştır. Bahçede bulunan mezar halk tarafından “Çiçek Baba” olarak adlandırılmaya başlamıştır.

Prizren Deresi, Maksut Paşa Camii ve şadırvanı

MEHMED PAŞA (BAYRAKLİ) CAMİİ

Mehmet Paşa Camiinin öncephesi ve mahalle evleri

Prizren deresi‘nun sağ kıyısında kurulmuş Gazi Mehmed Paşa külliyesi halkın “Bayraklı” olarak adlandırdığı cami, medrese binası, müderris konağı, kütüphane, dokuz lüleli abtes çeşmesi, türbe, selamlık ve kuzeye doğru elli metre uzaklıkta çifte hamam gibi binalar bugün de Prizren’in gözde bir mimari bütünlüğünü oluşturmaktadır. Cami ise Prizren ilinin en güzel, en büyük ve birinci seviyede olan merkez camiidir. Caminin kurucusu Mehmed Paşa hakkında araştırma yapan araştırmacılar tahminlere dayanarak onun kimliğini belirtmeye çalışmaktadırlar. Dr. Ekrem Hakkı Ayverdi ise inandırıcı kanıtlarla şu bilgileri vermektedir: “… Paşa’ nın bir ara Köstendil Sancağı beyi olduğunun anlaşılmasıdır. Bu bir ip ucudur. Sicill-i Osmanî Dülkadir oğullarından Ummi Şah Han evladından olup, büyük babası Alauddin’in vefatı üzerine İran’a firar ve 940’da Tebriz’de Kanuni Süleyman’a iltica eden Mehmed Han’ın, Paşa unvanıyla devlet hizmetine alındığını, evvela Erzurum valisi, Niğbolu ve Köstendil Sancaklar Beyi 950’de Bosna valisi, bir aralık Semendere Beylerbeyi olup 977 Kızanlık’da vefat ettiğini yazar. Kendisine Cenap diye hitap edildiğini, Ali Bey isminde bir kardeşi olduğunu ve akebi kalmayıp hayrat yaptığını bildirir (Mehmed Süreyya: Sicil-i Osman 118–119 s)” bildirmektedir. Caminin paşanın vefatından önce inşa edildiği Mehmet Paşa vakfiyesinden de bellidir. Tahir Efendi Menkıbelerinde caminin 952 /1545 yılında inşa edildiğini, mübarek günlerde minaresine bayrak çekildiği için halk tarafından “Bayraklı Camii” olarak da adlandırdığını bildirmektedir. Caminin giriş kapısı üzerinde duran 40 x 40 sm. ölçüsünde mermer üzerindeki kitabenin Mehmed Paşanın ölümünden dört yıl sonra 981 /1573-74 yazılıp takıldığı seneyi göstermektedir. Bu görüşümüzü cami bahçesinde yaptırılan Türbe binası da kanıtlamaktadır. Çünkü türbe binası caminin tamamlanmasından sonra inşa edilmiştir. Buna göre Gazi Mehmed Paşa vefatından önce hem camiyi hem de hiç kimsenin gömülmediği bu türbe binasını inşa ettirmiştir. Vakfiye’de Mehmed Paşa Köstendil sancağı beyi iken “tefekkur-i tam” edip hal-i hayatında mülahaza-i akibet ile, “ed-dünya mezraatü-’l-Ahiret”, hayrat ve hasanat yapmaya karar verdiğini ve bunun Prizren’de bir cami, bir medrese Prizren kazasına tabi Nişane (Nişor ?) köyünde bir cami ve mektep yapıp Memi Şah bin Mahmud’u mütevelli tayin eylediği, şehirde  sakin olan evlatları Osman, Mustafa Beylerin ve Ayşe Hanımın Üsküp ve Prizren livaları kasam-ı askerisi Ahmed bin Mustafa huzurunda “İkrar ve takrir hükümleri” ile sübut olup vakfiyenin sıhhati tescil olunmuştur. Bu hayratların bakımları için  vakıfnameye göre Prizren’de 34 dükkan, çifte hamam, İvranye’de bir hamam, Nişane köyünde iki değirmen, Selanik’de Gelmerye (?) kapısı yakınında üç yahudihane, Selanik’de 17 dükkan, Selanik’de bir han, 430.000 akçe vakfedildiği görülmektedir. Vakıfnameye göre Prizren’deki cami yakınında bir imaret ve 5 ocaklı bir kervansarayın inşası da vasiyet edilmiştir.

Gazi Mehmet Paşa Camisinin son cemaat yerive revakın ağaç işleme sütıunlarından biri

Bu bilgilere göre Gazi Mehmed Paşa camiinin inşaatı en az 15 yıl sürdüğü bellidir. Yanlardaki namaz alanlarıyla ve son cemaat yeriyle ve camiye bitişik veya cami dolayındaki külliyenin böylesi büyük, böylesi güzel mimari eserlerinin meydana getirilmesi için bugünkü koşullarda bile çok zamana ve paraya gerek vardır. 1994 yılında yapılan geniş bir onarımla eski biçimi, süslemeleri tamamen koruma altına alınan Gazi Mehmed Paşa camii sekiz köşeli kasnağa yerleştirilen kürevî köşeliklere oturan tek kubbelidir. Kubbe dıştan bakırla örtülüdür, iç kısmı ise sıvalı ve daireler içinde çizilmiş bitkilerle süslüdür. Kubbenin oturduğu kasnağın her yüzünde birer pencere vardır. Sekiz köşeli kasnak caminin dört köşeli gövde duvarına oturur.

Gazi Mehmet Paşa Camii ve külliyesi

Bu duvarların her yüzünde üstleri kemerli 2 altlık, 2 üstlük ve mihrap üstünde büyük bir öküzgözü pencere vardır. Öküzgözü pencere camı üzerinde içerden işlenen iki üçgen siluetinin çarpışmasıyla beş uçlu yıldız oluşmuştur. Üst ve alt sıradaki pencereler de iç taraftan paralel kesişen çizgilerle tespişte dilimini oluşturur. İç taraftan bu pencerelerin arasında aynı büyüklükte duvara birer pencere resmi çizilmiştir. En alt sıradaki pencereler ise dikdörtgen şeklindedir ve açılan iki pencere kanadıyla kapanır. Mihrap duvar oyuğudur, yanlarda iki mermer sütun ve kenarlıklar duvardan dışarı taştırılmıştır. Minber dolu korkulukludur, yanlarda büyük kabartma ve büyük bir kursla süslüdür. Mahfil altı ahşap direk üzerinde durmaktadır. 5 x 3 m. büyüklüğünde olan mahfile tahta merdivenlerle çıkılmaktadır ve çıkışta merdivenlerin üstü bir kapakla kapanarak üzerinde de kılınmaktadır. Caminin içi sade süslemelidir. Süslemeler dışındaki alan badanalıdır. Tek şerefeli ve kesme taştan olan minareye son cemaat yerinden girilmektedir. Cami binasının hem solunda hem de sağında örtülü ve kapalı namaz yerleri bulunur. Ahşap direkler üzerinde duran bu son cemaat yeri ve yanlardaki namaz odalarının tavanları paçalı tahtadır. Son cemaat yerinin iki bile yanında birer duvar oyuğu mihrap vardır. Son cemaat yeri cami bahçesine doğru ahşap korkulukludur. 

Caminin geniş bahçesinin kuzey köşesinde altı köşeli silindir biçiminde bir türbe binası vardır. Üstü altı tarafa akıntılı kiremit örtülü külahla örtülü olan bina  içinde kimse gömülü olmadığı için bir ara “Merhamet” yardımlaşma derneğinin dairesi olarak kullanıldı. Şimdi bu bina kütüphane olarak kullanılmaktadır. Duvarları kesme taştan yapılmış olan türbe binasının iç duvarlarının her yüzü kitabelidir ve her duvar yüzünde birer altlık ve birer üstlük pencere bulunur. Gazi Mehmed Paşa 977 yılında Kızanlık’ta vefat ettiği için buraya defnedilmemiştir.

Kütüphane olarak kullanılan türbe amaçlı inşa edilen bina

Gazi Mehmed Paşa Camii içinde akan abtes çeşmeleri özel kaptajdan getirilen su ile akarken 1995 yılında Belediye Su İşleri Şirketince Maraş’taki kaptajı tahrip edilmiş, şimdi su şehir su şebekesinden getirilmiştir. Camiye bitişik kütüphane binası ve medrese binası ve az ilerde ki çifte hamam binası Belediye Kültür ve Doğa Anıtları Koruma Kurumunca kullanıldıysa da son derece bakımsızlık yüzünden perişan haldedir.

Mehmed Paşa Camii kitabesi 981/1573–74

Yine Paşay-ı Mehmmed Gazi

İtdi bir Cami’-i şerif ihya

Yapmadı anı şöhret-i afet içün

Eyledi belki Hakk içün mahza

Şehr-i Pür-zeyn’de cami’- i simin

Kıldı bu şehri cennetü’l-me’va

Şeyh ‘ Ali kasd idüp didi tarih

Ceddedallahu Ka’betü’l-fukara.

Daltulum’dan cekilmiş Gazi Mehmet Pasa Camii çevresi, giriş kapısı ve abtes musluğu

KATİP SİNAN CAMİİ

Halkın “Levişah” olarak da adlandırdığı Katip Sinan Camii hakkında Dr. Hakkı Ayverdi bahsederken Tapu 142–143 s. 24922 No’lu kayıtta mevcut olduğunu ve Prizrenli Rüstem Paşa’nın cami imamı için bir dükkan vakfettiğini, Ömer Çavuş mescide minber koyarak camiye döndürdüğünü bildirmektedir. Giriş kapının üzerinde 40×55 boyutundaki kitabe Hicri 1311/1893–94 yılında camiden yapılan onarım ve değişikliklere aittir. Caminin kuruluşuna ait asıl kitabeye henüz ulaşılmamıştır. Casmi imamı için bir dükkân vakfeden Prizrenli Rüstem Paşa 1861 yılında Prizren vilayeti valisi iken vakıfnameyi yaptırdığına göre, caminin o yılda hizmet ettiğini anlaşılmaktadır.  Caminin bitişiğinde Veli Baba türbesi son tamirden önce 1988 yılında kuburun çekilmesiyle soğuklarda namaz kılınan oda yapılmıştır. Veli Baba’nın Horasan’dan gelen Veli Şah adında bir bilginin olduğu ve Prizren’de bulunduğu sırada vefat edip mezarına türbe yaptırıldığı rivayet edilmektedir. Veli Şah’ın türbesinin etrafında mezarlığın bulunduğuna işaret eden mezar taşlarının sökülmesiyle Tumba olarak bilinen meydanlık oluşmuştur. Veli Şah türbesinin bitişiğinde Kâtip Sinan mescidinin ve evlerin kurulmasıyla burası “Levişah” mahallesi olarak kayıtlara geçmiştir. 1591 yılına ait Prizren Sancağı kayıtlarında “Levişah Mahallesi” kayıtlıdır ve bu mahallede 50 hanenin bulunduğu, belirtilen isimlere göre tüm ahalinin Müslüman olduğu görülüyor. Mahallenin Ali ve Mehmed isminde iki imamın ve Ahmed ile Ramazan adında iki müezzinin bulunduğu kayıtlıdır.  Bu bilgilere göre mahallede 1591 yılında ibadet yerinin bulunduğu ve bu şahısların orada imam ve müezzin görevlerini gördükleri ağırlık kazanmaktadır. “Levişah” kelimesinin türbede yatan Veli Şah’a ait olduğu kesindir. “Levişah” sözcüğünün Prizren’de yaşayan milletlerin dilinde bir anlamı yoktur. Bu verilere göre bugünkü cami binasının 1591 yılından önce kurulduğu kesinlik kazanmaktadır.

Tamamı kesme taştan yapılmış iç ve dış duvarları sıvalı olan cami binası kare şeklindedir. İç ölçüleriyle 8,65×8,60 metredir. Duvarlar 1,0 metre kalınlığındadır. Sekiz köşe çifte kasnağa oturan tek kubbesiyle, kürevî köşelikleriyle ve cami girişinin solunda türbenin ve sağındaki son cemaat yerinin bakır kaplı çatısı ve minaresinin cami binasına orantılı yükseklikte olmasıyla Gazi Mehmet Paşa (Bayraklı) camisinin küçük şeklini andırır.  Kubbenin oturduğu kürevî köşeliklerin ortaları ve püskül kısımları istalaktitlidir. Caminin çok tamir görmesine rağmen aslını kaybetmemiştir.  Ancak 1995 ve 1996 yıllarında yapılan son onarım sırasında camiden taşırılmış olan türbe yeri ve kuzey tarafındaki bölümü caminin son cemaat yerine dönüştürülmüş ve son cemaat yerinin üstüne bir kat çıkılıp cemaat için yeni namaz yeri kazanılmıştır.  Mahfille bağlı olan cumba şeklindeki müezzin yeri yeni yapılan kat ile yokolmuştur. Caminin iç duvarları düz renkle badanalıdır. Mihrap duvar oymasıdır, üstü istalaktitlidir. Mihrabın üstünde, kubbe kasnağının altında öküzgözü pencere bulunur. Üç bile duvarında altlı üstlü ikişer ve ortalarında birer pencere vardır. Pencereler içten dıştan taş sövelidir. Kubbenin oturduğu sekizgenli kasnağın her tarafında birer ve mahfilin devamı olan cumbanın sağ ile sol tarafında birer pencere bulunur. Bu pencerelerin ve duvarlardaki üst sırada pencerelerin üst tarafları kemerlidir. Minber taş ve mermerden yapılıdır ve eski şeklini korumaktadır.

Katip Sinan Camii kıble duvarı

Cami minaresi kesme taştan yapılıdır ve şerefe bir sıra dış ile kaidesinden taşmaktadır. Korkulukları mermerdir.  Minareye son cemaat yerinden gelinen locadan çıkılır.1988 yılında minare onarılıp sıvalanmış ve kapağı değiştirilip eskisinden iki misli daha uzun yapılmıştır.

Katip Sinan Camii’nin son cemaat yerinin bir önceki hali (1990)

Doğu batı ve kuzeybatı tarafındaki arazi üzerine beş dükkan yaptırılarak caminin sadece ön tarafından küçük bir avlusu vardır ve bu bölüm 1ö50 metre yüksek duvarla ve duvarın üstünde demir parmaklıkla sarılıdır. Duvarın iç tarafında aptes çeşmeleri bulunur. Sokak kapısının kenarları dış taş sövelidir ve üst kısmı kemerlidir. Kapı üstündeki  iki tarafa akıntılın olan veranda kurşun kaplıdır.

Prizren’in küçük camileri arasında en güzeli olan Kâtip Sinan Paşa Camiinde korunan kitabe şöyledir:

Bani- i evvel Kâtip Sinan’a // Ola beşaret ruh-i hümana Bani-i sani ehl-i hamiyyet //   Oldu muvaffak ciddi hitama

De Hıfzıya bir tarih-i ziba  //  Ma’bed-i feyz bu ali mekana.

1311 / 1893–94

Kale altından Prizren görünümü

Sosyal Medyada Paylaş
Picture of Altay Suroy Recepoğlu
Altay Suroy Recepoğlu
24 Eylül 1949, Prizren (Kosova) / Yugoslavya doğumlu. Tam adı Altay Suroy Recepoğlu. Hukuk Fakültesi (1971) mezunu. Bir süre Tan gazetesinde (1969-72) çalıştı. Prizren Tarım ve Endüstri Kombinası Hukuk İşleri Bölümünde yönetici (1972-77), Prizren Belediye Mahkemesinde yargıç (1977-90) ve serbest avukat (1990-2000) olarak çalıştı. Çalışmalarını 2000 yılından itibaren Prizren’de savcı olarak sürdürdü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BENZER İÇERİKLER

BALKAN SAVAŞLARI

Yirminci yüzyılın başlarında, yani 1910’larda, bir ayağı Adriyatik Denizinde, bir

SELMA RIZA

İlk kadın gazeteci Selma Rıza;Korkmadan evinin penceresinden bakan bir kadın