Siyasi politik konusunda pek yazmayı tercih etmediğim halde bu konuda bir şeyler yazmak
istedim. Bunun sebebi, her iki taraf için de Nasrettin Hoca fıkrasına dönen bu kriz.
Neydi o fıkra: “ Ya Tutarsa” .
Taraflar göle yoğurt mayalamaya çalışıyor ve tutmasını bekliyor. Ya biz ne yapıyoruz;
sadece derinliği olmayan girişimlerde bulunuyoruz.
Tarih ve jeopolitik bilgiden yoksun ataklarla sadece konunun içinde aktif göstermek
istiyoruz ülkemizi.
Bu faaliyet gerekli mi cevabım EVET ama seçilen YOL yanlış.
Nedeni ise; Bu toprakların eskiden Hazar Türk İmparatorluğunun bir parçası olduğunun
unutulması, buradaki nüfusun ağırlıklı olarak Kırım Tatarları, Gagavuzlar, Karaylar ve
Kırımçaklardan oluştuğunun hatırlanmaması ve bu grupların yıllardır ihmal edilerek (çünkü
bunların büyük çoğunluğu Müslüman değildir) bölgedeki aşırı radikal Çeçenlerin din adına
koordine etmeye çalıştıkları gruplarla ilişkide olunması.
Tarihe baktığımızda; gerek Hazar İmparatorluğunun çöküşünden gerekse Kırım Savaşından
sonra bölgedeki göçlerin Anadolu’dan ziyade Balkanlar’a yöneldiğini görürüz.
Bulgaristan’dan Beserabyaya Yunanistandan Arnavutluk, Bosna Hersek Karadağ ve İtalya’nın
kuzeyine kadar bu göçlerin büyük bir sosyolojik etkisi vardır. Yüzyıllar önce olan bu göçler o
coğrafi alanlarda bir nüfuz yoğunluğunun oluşmasını sağlamıştır.
Krizin sebebi Ukrayna’nın NATO’ya girmesinin istenmesi ve buna Rusya’nın karşı çıkması
olarak basite indirgenemez. Çünkü, Ukrayna’nın temeldeki halkı büyük bir imparatorluğun
mirasçısı olup, tüm kolları ile Balkanlardan Beserabyaya kadar yayılmıştır. Ukrayna, SSCB’ne girdiği 30/12/1922 den ve SSCB’den ayrıldığı 24/8/1991 tarihine kadar Rusya’nın
asimilasyonuna uğramasına rağmen kendi benliğini korumuş, Balkanlardaki etkisini göç ve
jeopolitik yapısı ile sürdürmüş bir devlettir.
Ukrayna’nın bu özelliklerini bilen Rusya, kendi güvenliği için, hiçbir zaman Ukrayna’nın
tam bağımsız olmasına izin vermeyecektir. Çünkü Ukrayna’nın kontrolden çıkması
Rusya’nın Balkanlardaki gücünün zayıflaması ve sıcak denizlere elveda demesidir. Gerek
Libya gerekse Mısır düzleminde bu şansı azalmış olup tek çıkış yolu Balkan ülkeleri ve bazı
Afrika ülkeleridir.
2014 te Kırımın bağımsızlık adı altında Rusya’ya bağlanması ile ilk büyük sorun ortaya
çıkmış olup, Ukrayna bu noktadan sonra güvenliğinin NATO da olduğuna inanarak NATO ya
girme isteğini belirtmiştir ki bu Rusya için kabul edilemez bir girişimdir. Türkiye ve
Ukrayna’nın NATO üyesi olduğu bir coğrafyada Rusya’nın hareket kabiliyeti sıfıra yakındır.
Bu durumu öngördüğü için Türkiye’ye S-400 satarak ön almışsa da başarılı olamamıştır.
Umarım Rusya bir delilik yapmaz; yaptığı takdirde NATO nun müdahelesi gelecektir. Çünkü
NATO Ukrayna’yı şu aşamadan sonra Rusya’nın eline teslim ederek Rusya’nın SSCB de
olduğu gibi Balkanlara ve Beserabyaya kadar hakimiyetine izin vermeyecektir. Çünkü Rusya
eski Rusya değildir.
Kıbrıs Rum Yönetimi-ABD Anlaşması
ABD Başkanı Biden’ın giderayak GKRY lideri Nikos Hristodulidis’i Beyaz Saray’ın