Yunanistan, Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflamasından istifadeyle ayaklanmasından bugüne kadar, Türkiye zora girdiğinde veya başka tehditlere angaje olduğu zamanlarda, Türkiye’ye karşı olan güçlerle iş birliği yaparak, ittifaklar kurarak bundan istifade etmeye çalışan bir karaktere sahiptir.
Ayaklanıp bağımsızlığını kazanmasıyla sürekli doğuya doğru, Türkiye aleyhinde genişlemeyi kendisine şiar edinmiştir. Dün neyse bugün de odur. Yarın da öyle olacaktır.
Birinci Dünya Savaşı sonunda emperyal güçlerin maşası olarak hareket ederek Türkiye’yi işgale kalkmıştır. Doğu Akdeniz’de oldubittiler peşinde koşmuştur. PKK ve diğer anlaşmazlıklarımızın olduğu Suriye’yle savaşın eşiğine geldiğimizde, Suriye ile iş birliği yapmıştır.
Adalarımızı işgal etmiştir. Türkiye’nin bölgede anlaşmazlık içine düştüğü ülkelerin tümüyle ittifaklar oluşturmuştur. Birlikte tahrik edici tatbikatlar yapmaktadır. NATO içerisnde sürekli aleyhimize davranır. AB’yi kullanarak tehdit yağdırır. Batı’nın şımarık çocuğudur. GKRY’le birlikte hareket eder. Rum-Yunan ikilisinin birbirinden farkı yoktur.
Şimdi de Fransa ve ABD’yle ilişkilerimizin bozulmasından istifadeyle bu ülkelerle, Türkiye aleyhine ikili savunma anlaşmaları yapmıştır. Özellikle Türkiye’nin ABD’yle olan sorununu, ABD’nin de isteği ve desteğiyle fırsata çevirmektedir.
YUNANİSTAN-FRANSA ANLAŞMASI
Yunanistan gibi Fransa da, Türkiye’yle ilişkilerinde, özellikle Libya, Doğu Akdeniz, Dağlık Karabağ gibi alanlarda anlaşmazlık ve gerilim yaşamaktadır.
Yunanistan ile Fransa arasında “Savunma ve Güvenlik Alanlarında İş Birliğine Yönelik Stratejik Ortaklık Anlaşması” imzalanmıştır. Yunanistan, Fransa’dan uçaklar almış, firkateyn için anlaşma yapmıştır.
Anlaşma, taraflardan birinin, egemenlik alanında silahlı saldırıya uğraması halinde, diğer tarafın yardım etmesini öngörmektedir. Burada kasıt Türkiye’dir. Yunanistan, Türkiye’ye karşı Fransa’yı arkasına aldığını düşünmektedir.
YUNANİSTAN-ABD ANLAŞMASI
Yunanistan, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin kararlılığı karşısında dışarıdan aradığı desteği, Fransa’dan sonra ABD’den bulmuş, karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması’nın ikinci değişiklik protokolünü imzalamıştır. Protokol, iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik, savunma, güvenlik, iklim, terörle mücadele ve insani yardım konularını kapsamaktadır.
ABD Dışişleri Bakanı, anlaşmanın süresiz olarak yürürlükte kalacağını, ABD güçlerinin Yunanistan’daki mevcut üslerin dışında başka üslerde de eğitim ve faaliyet göstermesine olanak tanıyacağını, işbirliğini daha da güçlendireceğini açıklamıştır. “Yunanistan’ın bölgesel liderlik rolünü ve istikrarın temeli olmasını destekliyoruz” ifadesini de kullanmıştır.
Yunanistan, Türkiye’ye karşı kendisini sağlama almak için ABD’ye, ana kara ve adalarda birçok üs ve tesis yapma imkânı vermekle, bir noktada Yunanistan’ın ABD tarafından işgaline rıza göstermektedir.
Esasen ABD’nin bu girişimi, “sıklet merkezini Asya-Pasifik bölgesine kaydırma, Çin’i çevreleme, Rusya’yı sıkıştırma” olan yeni stratejisinin gereği olarak yaptığı, Rusya’yı sıkıştırmak için Montrö engelini de bu şekilde aşmayı planladığı anlaşılmaktadır. Bunda, Türkiye’yle olan kriz niteliğindeki anlaşmazlığın etkisi de vardır.
ABD’nin, Türkiye’yi F-35 programından çıkardıktan sonra yerine F-16 teklif etmesinde, Türkiye’nin Yunanistan’a karşı üstünlük sağlayamaması düşüncesi de vardır. Yunanistan’ın F-35 alma teklifine olumlu yaklaşması, bunu teyit etmektedir. Konunun nasıl sonuçlanacağı belirsizdir. Türkiye F-16 teklifine olumlu yaklaşmalı, ancak F-35 konusunda da ısrarcı olmalıdır.
Diğer taraftan AB de, Türkiye’nin, kapalı Maraş’a yönelik politikalarını ve Yunanistan ve GKRY’nin, Malta bayraklı, İtalya sahipli bir araştırma gemisini kullanarak Türk kıta sahanlığını ihlal etmesi teşebbüsünün donanmamız tarafından önlenmesini bahane ederek yaptırım uygulamaya kalkmaktadır.
Durum, Rum-Yunan ikilisinin, arkasına güçler alarak Türkiye’yi sıkıştırılmaya ve krizleri fırsata çevirmeye çalıştığını göstermektedir. İç cephenin güçlendirilerek bu oyunlara karşı dirençli olmamız kaçınılmazdır.
…
Not: Altındağ Belediyesi’nin yaptırdığı, KKTC Parkı ve Kıbrıs Şehitleri Hatıra Ormanı, KKTC Cumhurbaşkanı ve T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın da katıldığı törenle açılmıştır. İlginize sunulur.