Eski Genelkurmay Başkanı AKP Kayseri Milletvekili Hulusi AKAR bir konuşmasında, “Eğitimin amacı bilgi değidir; Allah korkusu ve kuldan utanmaktır” demiş!!! İyi de güya Allah korkusu olup ta camiye giden, oruç tutan vs. bu kadar hırsız, uğursuz ve ahlaksızı ne yapacağız??? Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin’in katline iştirak eden sanık, ifadesinde cesedi dereye gömdükten sonra, “eve gittim NAMAZ KILDIM” diyor. Görüntüye bakınca Allah korkusu da varmış diye düşünüyoruz ama vicdansız herif tam anlamıyla bir cani…

Hulusi Akar, Allah korkusu nedeniyle aksi yönde verilecek eğitimin sonuçlarını da şöyle anlattı: “Eğer bu verilmezse ki sıkıntılarımız var eğitimde yakından bilindiği gibi, şu gördüğümüz tablo olur. Bu sefer ateistle mi deistle mi uğraşacaksınız? LGBT ile mi uğraşacaksınız? Uyuşturucuyla mı uğraşacaksınız? Şaşırırsınız, şaşırırsınız.”

Biraz araştırdığımda eğitimin amacını bilim insanlarının aşağıdaki şekillerde tanımladığını gördüm.

  • Eğitimin genel amacı, yetişmekte olan çocukların ve gençlerin, topluma sağlıklı ve verimli bir biçimde uyum sağlamalarına yardım etmektir.
  • Eğitimde amaç, bireyin kendini gerçekleştirmesine imkân hazırlayarak insan ilişkilerini, ekonomik etkinliğini ve vatandaşlık sorumluluğunu geliştirmektir
  • Eğitim, bireye bilgi, beceri, alışkanlık ve tavırlar kazandırma etkinliğidir.
  • Aldous Huxley ise “eğitimin, gençlerin özgürlük, adalet ve barış doğrultusunda insan olmalarını sağlamak” olduğunu kaydetmiştir.

Dindar ve kindar nesil yetiştirme amacı doğrultusunda milli eğitimde yapılan değişikliklerin yeterli olmadığını düşünen bakanlık, sayısı artırılan imam hatip okullarına öğrencilerin rağbet göstermediğini, teşvikler ve kampanyaların da durumu değiştiremediğini ortaya koyuyor.

Laik ve çağdaş eğitimden giderek uzaklaştırılan ülkemizde çoğalan hatip okullarıyla yetinilmemiş, zorunlu din dersleri, Diyanet eliyle yaygınlaştırılan 4-6 yaş Kuran kursları, ÇEDES gibi projelerle anaokuluna kadar giren din görevlileri, “vakıf” adı altında faaliyet gösteren tarikatlara ait özel okullarla daha geniş bir alana yayılmıştı.

2014’te, 1017 İmam Hatip Lisesi ve 546.443 olan öğrenci sayısı, 2022’de 1714 İmam Hatip Lisesine yükselmiş fakat öğrenci sayısı 480 bin 484’e düşmüş. İmam Hatiplerin neredeyse Normal Liselerin yerini almasına Okullarda din eğitiminin yoğunluğunun artmasına ve rağmen arzu edilen “dindar nesilin” hâlâ yaratılamadığını düşünüyorlar herhalde…

“TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ” adıyla başlatılan MEB yeni müfredat programında integral dersinin kaldırılması, İnkılap Tarihi’nde ünite sayısının 3’e düşmesi ve benzer bir sürü değişikliğin olumsuz sonuçlarının olacağı eğitim uzmanları tarafından ifade ediliyor.

“Cumhuriyet sizden ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesiller ister.” diyen Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş eğitim programı olarak kabul edilemez.

Yeni Müfredatın, Türkiye’nin geleceğine hizmet eden bir eğitim programı değil, dindar ve kindar nesiller yetiştirme hedefine ulaşmayı amaçlayan çağdışı eğitim manifestosu olduğu dile getirilmektedir.

Esasında eğitimin bir amacı da bilimdir. “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin” diyen Büyük önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, her zaman aklı ve bilimi önemsemiştir.

Hulusi AKAR, sen kendi çocuğuna neyi ne kadar verdin bilemem ama bırak ta vatandaş kendi çocuğuyla ilgili kararları kendisi versin. Kimin Allah’tan korkmadığını, kimin kuldan utanmadığını Allah çok iyi biliyor. Mahşerde herkes işlediği günahların hesabını verecek. Ama günümüz dünyasında işlenen suçların da yasalar nezdinde hesabının sorulması vatandaşlar tarafından beklenmektedir.

Millet geçim derdinden kan ağlıyor, esnaf kepenk kapatıyor, koca işletmeler iflas ediyor, vatandaş kirasını ödeyemiyor sen imam rolüne girip bize fetva verme, yürü git işine..

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Başkanı

Sosyal Medyada Paylaş
Picture of Süheyl ÇOBANOĞLU
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Başkanı

Bir Yanıt

  1. Aklı selim, çağdaş bir insanın toplumsal davranış etiği ile aile de başlayan ve 10-12 yaşlara kadar uzanan bu süreçte arkadaşları ile uyum, aile, çevre ile toplum, ve ulus tabanında kaynaşma sonucunda düşünsel ve yaşamsal anlamda ,bilimin ışığında oluşan ilk öğretim sürecindeki EĞİTİM ılusal ve küresel çağdaşlığa kapı olacaktır.Çocuklarda 10-12 yaş sonrası kişisel düşünce ve inançlarına göre alınanan dinsel eğitimler de ancak Allah bilinci ve sevgisi ile varoluş bağlamında, inanışların bilim ve aklı kullanma düzleminde oluşabilir bence..
    Bu nedenle ben de yazınızı çok beğendiğimi belirtmek isterim.
    Elinize sağlık
    Dr. Hakan Başaran

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BENZER İÇERİKLER