Osmanlı Devleti her ne kadar Anadolu’da kurulmuş olsa da devlet olma sürecini büyük oranda Balkanlarda tamamlamıştır. Balkanların önemli bir parçası olan Makedonya toprakları 14. Yüzyıl’ın yarısından başlayarak parça parça Osmanlı hakimiyeti altına alındı ve 20. Yüzyıl’ın başlarında, yani 1912-1913 Balkan Savaşlarına kadar Osmanlı coğrafyasının önemli ve doğal bir parçasını oluşturmaktaydı.
Peki Osmanlı Makedonya topraklarına nasıl girdi?
1-ÇİRMEN SAVAŞI (1371):
Çirmen Savaşı, Sırpsındığı Savaşı’nda yenik düşen Sırpların Osmanlı Devleti’nden intikam alma duygusuyla açmış olduğu bir savaştır. Osmanlı İmparatorluğu, Sırpsındığı Savaşı’nda olduğu gibi Sırpları yenilgiye uğratmıştır. Çirmen Savaşı, II. Meriç Muharebesi olarak da bilinmektedir. ÇirmenSavaşı’nda birçok Sırp askeri Meriç nehrinde boğulmuştur. Bu savaşta Osmanlı Devleti’nin ordusu ise çok az kayıp vermiştir. 26 Eylül 1371 senesinde yapılan Çirmen Savaşı, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya açılmasında mühim bir yeri vardır.Osmanlı bu savaştan aldığı zaferle Makedonya’ya giden yolları açmış oldu. Makedonya’daki Sırp Prensleri, Bulgar Kralı ve Bizans İmparatoru Osmanlı hakimiyetini tanıdılar. Böylece Osmanlı’nın Balkanlardaki fetihleri kolaylaştı. Osmanlı İmparatorluğu’nun Çirmen‘de Haçlı ordusunu yenilgiye uğratması Doğu Roma‘nın korkusunu artırdı. Osmanlı’nın Makedonya’daki fethi devam etti ve 1373’te Makedonya’nın fethi büyük ölçüde rayına oturdu. 1382 tarihinde Manastır, 1385 tarihinde Pirlepe ve Ohri, 1386 tarihinde Niş alındı. II. Kosova Savaşı ile 1448 yılında Makedonya kesin olarak Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine girdi.
2-Osmanlı Yönetiminde Makedonya (15.-19.Yüzyıl):
Osmanlı İmparatorluğu, 14. yüzyılın sonlarında Sultan I. Murad döneminde Makedonya’yı fethederek bölgeyi hâkimiyeti altına aldıktan sonra hiç durmadan çalışmalarına devam etti. Osmanlı yönetimi altında Makedonya, önemli bir idari, ticari ve kültürel merkez haline geldi. Bölge, Rumeli Beylerbeyliği’nin bir parçası olarak yönetildi ve Osmanlı’nın Balkanlar’daki Üsküp, Manastır, ve Selanik gibi şehirleri imparatorluk için stratejik noktalardan biri oldu.
Osmanlılar, fetih sonrası bölgede tımarlı sipahi sistemini uygulayarak ekonomik düzeni sağladı. Şehirlerde camiler, medreseler, hanlar ve köprülerinşa edilerek bölge imar edildi. Manastır, Üsküp ve Selanik, Osmanlı döneminde gelişerek büyük ticaret ve kültür merkezleri haline geldi. Özellikle Manastır Askerî İdadisi, ilerleyen dönemlerde Osmanlı subaylarının yetiştiği önemli eğitim kurumlarından biri oldu.
3-Osmanlı’nın Makedonya’yı Kaybedişi(19.-20.Yüzyıl):
1371’de Çirmen Savaşı ile girdiği bölgeye yaklaşık 500 sene hükmeden Devlet-i Aliyye, 19.yüzyılda yükselen miliyetçilik akımları ve büyük devletlerin Balkanlara olan ilgisi ile bölgede ki hakimiyetini kaybetmeye başladı.
1878’deki Berlin Antlaşması, Osmanlı’nın Makedonya üzerindeki kontrolünü sarsan ilk büyük gelişmelerden oldu. Antlaşma ile bölgedeki Bulgar nüfusa bazı haklar tanındı ve Osmanlı üzerindeki baskılar arttı. 1903’teki Bulgar milliyetçilerinin Osmanlı yönetimine karşı ayaklanması bastırılsa da,Avrupa devletlerinin Osmanlı’ya olan baskısını artırdı.
1912’de patlak veren Balkan Savaşları, Osmanlı’nın Makedonya’yı kaybetmesinde en belirleyici olay oldu. Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan ve Karadağ’ın Osmanlı’ya karşı birleşmesiyle Osmanlı orduları ağır yenilgiler aldı. 1912’nin sonlarına doğru Osmanlı, Makedonya’nın büyük bir kısmını kaybetti.
1913 Londra Antlaşması ile Osmanlı, Makedonya topraklarının tamamını Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan arasında paylaştırmak zorunda kaldı. Böylece Osmanlı’nın bölgedeki 500 yıllık varlığı sona erdi. Bu süreç, yalnızca siyasi bir kayıp değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Müslüman ve Türk nüfusun büyük göç dalgalarıyla Anadolu’ya yönelmesine neden olan bir duruma dönüştü.
Osmanlı’dan Sonra Makedonya (1913 – ∞)
1912-1913 Balkan Savaşları, Osmanlı’nın Makedonya üzerindeki 500 yıllık hâkimiyetini sona erdiren dönüm noktalarından biri oldu. Bölgede yaşanan bölünme, etnik gerilimleri daha da artırdı ve bölgeyi uzun yıllar sürecek siyasi istikrarsızlık içine soktu.
I. ve II. Dünya Savaşları (1914-1945):
I. Dünya Savaşı sırasında Makedonya, özellikle Sırbistan ve Bulgaristan arasındaki çatışmalara sahne oldu. Bulgaristan, 1915’te Almanya’nın desteğiyle bölgeyi işgal etti, ancak savaşın sonunda yenilerek Makedonya’yı tekrar Sırbistan’a bırakmak zorunda kaldı.
II. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası ve müttefikleri bölgeyi işgal etti. 1941’de Bulgaristan, Almanların desteğiyle Makedonya’yı tekrar ele geçirdi. Ancak 1944’te, Yugoslavya’daki komünist direniş hareketi Tito’nun önderliğinde bölgeyi Almanlardan ve Bulgar işgalinden kurtardı.
Yugoslavya Dönemi (1945-1991): Savaş sonrası Makedonya, Tito liderliğindeki Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin bir parçası olarak özerk bir statü kazandı. 1946’da Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti adı altında Yugoslavya’nın altı kurucu cumhuriyetinden biri oldu. Tito yönetimi altında bölge sanayileşmeye başladı, eğitim ve altyapı yatırımları arttı. Ancak Slav milliyetçiliği ve merkezi yönetimin baskıları nedeniyle etnik ve kültürel farklılıklar tam anlamıyla özgürleşemedi.
Bağımsızlık Süreci (1991-2001):
1991’de Yugoslavya’nın dağılma sürecine girmesiyle birlikte, 8 Eylül 1991’de Makedonya barışçıl bir referandumla bağımsızlığını ilan etti. Diğer Yugoslav ülkelerindeki gibi büyük bir savaş yaşanmasa da, bölge halen etnik gerilimlerle karşı karşıya kaldı. 1990’ların sonunda, Arnavut nüfusunun hak talepleri nedeniyle Makedonlar ve Arnavutlar arasında çatışmalar yaşandı. 2001’de, Arnavut ayrılıkçı gruplar ile Makedonya devleti arasında silahlı çatışmalar patlak verdi.
Kuzey Makedonya Cumhuriyeti (2001-Günümüz): 2001 İç Savaşı ve Ohri Çerçeve Anlaşması
2001 yılında, Makedonya’daki Arnavut ayrılıkçı gruplar (Ulusal Kurtuluş Ordusu – UÇK), Makedon güvenlik güçlerine karşı silahlı bir isyan başlattı. Çatışmalar büyüyerek ülkeyi bir iç savaşın içine sokacaktı ki NATO ve Avrupa Birliği duruma el attı. Üstlendikleri arabuluculuk görevleriyle Ohri Çerçeve Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma, Arnavutların siyasi haklarını genişletti, dil haklarını tanıdı ve kamu kurumlarındaki temsilini artırdı.
Bağımsızlığını kazandıktan sonra Makedonya, Avrupa-Atlantik entegrasyonunu hedefledi. Ancak Yunanistan ile yaşanan isim sorunu, ülkenin AB ve NATO üyeliğini uzun yıllar engelledi.
Makedonya-Yunanistan İsim Sorunu (1991-2019):
Makedonya ile Yunanistan arasındaki isim krizi, 1991 yılında Makedonya’nın Yugoslavya’dan bağımsızlığını ilan etmesiyle başladı. Yunanistan, yeni kurulan devletin “Makedonya” ismini kullanmasına karşı çıktı ve bu ismin Yunan tarihinin ve kültürel mirasının bir parçası olduğunu savundu. Yunanistan, özellikle antik Makedonya Krallığı’nın Büyük İskender ile özdeşleştiğini ve bu ismin kullanılmasının Yunan toprakları üzerinde bir hak iddiası anlamına gelebileceğini öne sürdü.Ayrıca ‘Makedonya’ isimli bölgenin denize kıyısı vardır. Kuzey Mak. Cum. Günümüzde denize kıyısı bulunmamaktadır. Bu bakımdan bölge stratejik olarak önemlibir konumdadır. Yunanistan’da bu konuda işini sağlama alıp yaş tahtaya basmak istememiştir.
Krizin Başlangıcı ve Yunanistan’ın Tepkisi (1991-1995):
• 1991’de Makedonya Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti. Ancak Yunanistan, bu ismi tanımayarak diplomatik ve ekonomik baskı uygulamaya başladı.
• 1993’te, Birleşmiş Milletler arabuluculuğunda ülke, “Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya” (FYROM -Former Yugoslav Republic of Macedonia) adıyla geçici olarak tanındı.
• 1994-1995 yıllarında Yunanistan, Makedonya’ya karşı ekonomik ambargo uyguladı.
1995 yılında iki ülke Geçici Anlaşma imzalayarak ekonomik ilişkileri düzeltti, ancak isim sorunu çözülmedi.
İsim Krizi ve Uluslararası Etkiler (2000-2018):
• Makedonya, 2005 yılında AB aday ülkesi oldu, ancak Yunanistan’ın vetosu nedeniyle müzakereler ilerleyemedi.
• 2008’de Makedonya, NATO’ya üye olmak istedi, ancak Yunanistan’ın engellemesi nedeniyle bu girişim başarısız oldu.
• İki ülke arasındaki müzakereler yıllarca sürdü ve BM arabuluculuğunda çeşitli çözüm önerileri gündeme geldi.
Prespa Anlaşması ve Kuzey Makedonya (2018-2019):
2018 yılında iki ülke, Prespa Anlaşması adı verilen tarihi bir uzlaşmaya vardı. Bu anlaşmaya göre:
• Makedonya, resmi adını “Kuzey Makedonya Cumhuriyeti” olarak değiştirmeyi kabul etti.
• Yunanistan, Kuzey Makedonya’nın NATO ve AB üyeliğine engel olmayacağını taahhüt etti.
• 2019’da Kuzey Makedonya yeni ismini resmi olarak kullanmaya başladı ve 2020 yılında NATO’ya üye oldu.
Günümüzde İsim Krizinin Yansımaları: Prespa Anlaşması ile resmi kriz çözülmüş olsa da, Yunanistan’daki milliyetçi kesimler hala bu uzlaşmaya karşı çıkıyor. Ayrıca Kuzey Makedonya, Bulgaristan ile tarih ve kimlik konularında yeni tartışmalar yaşamaya devam ediyor. Ancak anlaşma, Balkanlardaki istikrarı güçlendiren önemli bir diplomatik başarı olarak kabul ediliyor.