BATI TRAKYA TÜRKLÜĞÜNÜN GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU ve SORUNLARI
Dr. Halit Gökalp Küçük
Batı Trakya Neresidir?
Yunanistan’ın doğu bölgesi olan Batı Trakya’nın sınırlarını, doğuda Meriç Nehri, batıda Karasu Nehri, kuzeyde Rodop dağları, güneyde Ege Denizi oluşturur. Doğusunda Türkiye, kuzeyinde ise Bulgaristan vardır. Yüzölçümü 8.578 km2’dir. İskeçe (Ksanthi), Gümülcine (Komotini), Dedeağaç (Aleksandropolis) olmak üzere üç ilden oluşmaktadır.
Müslüman Türk Azınlığın Nüfusu
Lozan antlaşması sırasında Batı Trakya’daki toplam nüfus 163.030’dur bu nüfusun 129.120’si Türk, 33.910’unu da Yunanlıydı, topraklarının ise %84’üne soydaşlarımız sahipti. Yunan Devletinin 90 yıldır uyguladığı göç stratejisi, hukuksuzluklar ve baskıcı politikalar nedeniyle günümüzde Türklerin sahip oldukları topraklar %15’in altına inmiştir. Bölgedeki nüfus artış hızına göre, günümüzde tahminen 700.000 Türk olması gerekirken, Türk nüfusu 150 bin civarında kalmış Yunan nüfusu ise 200 bini bulmuştur.
Batı Trakya’nın Kısa Tarihçesi ve Türklerin Varlığı
Batı Trakya ilk olarak Traklar, sonrasında Roma ve Bizans İmparatorluklarının egemenliği altında bulunmuştur. Bölgedeki Türk varlığının başlangıcı, M.Ö. 2. yüzyılda Orta Asya’dan batıya göç eden İskit Türkleridir. Sonrasında sırasıyla Hun Türkleri, Avarlar, Peçenekler ve Kuman Türkleri bu bölgeye yerleşmişlerdir.
Osmanlı Devleti Batı Trakya’yı (1363–1374) yıllarında fethetmiştir. Yüzlerce yıl bölgede yaşayan Türkler burayı kendilerine vatan edinmişlerdir. Ancak Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması Batı Trakya Türkleri için bir felaket olmuştur.
Tarihte ilk Türk Cumhuriyeti 31 Ağustos 1913’te Batı Trakya’da kurulmuştur. Yeni yönetim bağımsızlığını ilan edip, devletin bayrağını resmi binalara dikmiş, ülkenin sınırlarını belirlenmiş, Osmanlı yasalarını aynen kabul ederek, 29 bin kişilik ordu kurup, bütçe oluşturmuştur. Ancak o dönemde Osmanlı’nın Balkanlara bakışının farklı olması ve İstanbul’daki siyasi iktidar kargaşası, Batı Trakya’da kurulan bağımsız Türk devletine karşı kayıtsız kalınmasına sebep olmuştur. Nitekim 29 Ekim 1913 tarihinde imzalanan İstanbul Antlaşmasıyla Batı Trakya bütünüyle Bulgaristan’a bırakılmıştır.
Birinci Cihan Savaşının bitiminde ise imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile Batı Trakya artık Yunanistan’ın bir parçası olmuş, Türkler bölgede azınlık statüsüne geçmiştir.
Lozan Barış Antlaşması’nda Batı Trakya Türklerinin Hukuki Durumu
Lozan Barış Antlaşması’nın ‘Siyasî Hükümler’ adını taşıyan ‘Azınlıkların Korunması’ maddesi azınlıkların statüsünü belirleyen birtakım hükümler getirmektedir. Örneğin bu maddelerden bazıları şu şekildedir: Hiçbir ayrım yapılmaksızın herkesin hayat ve özgürlüğü korunacak, herkes dinini özgürce yaşayabilecek, dolaşım ve göç etme özgürlüğüne sahip olacaktır. Müslümanlar tüm medeni ve siyasal haklardan yararlanmada, yasa önünde eşit olacaklar, din ayrılığı özellikle kamu hizmetine girmede ve yükseltilmede engel oluşturmayacaktır. Müslümanların, giderlerini kendileri ödemek şartıyla, her türlü hayır kurumu, okul ve benzeri kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek hakkını sahiptirler. Buralarda kendi dillerini özgürce kullanabileceklerdir.
Günümüzde Batı Trakya Türklerinin Hukuki Durumu:
Azınlık hakları Yunan Anayasası ile de teminat altına alınmıştır. ‘Yunan hükümeti, diğer Hristiyan Yunan vatandaşlarına sağladığı hakların aynısını Müslüman Türk azınlığa da sağlayacaktır’ hükmü, Lozan Barış Antlaşmasında yer almıştır. Durum böyle iken pratikte yapılan uygulamalar tamamen bu antlaşma ve anayasal hükümlere terstir. Günümüzde Batı Trakya Müslüman Türk azınlığı mensupları, 100 yıldır hala devam eden ayrımcılığa, engellemelere, hukuksuzluklara karşı mücadele içindedirler.
Yunanistan’da yasayan Müslüman Türk’ün maruz bırakıldığı baskı ve haksızlıkları su şekilde sıralamak mümkündür:
1-TÜRK KİMLİĞİNİN YOK SAYILMASI:
Müslüman Türk azınlığın, Türk kimliği Yunanistan tarafından yok sayılmakta,‘’Türk azınlık’’ terimin kullanılması adli makamlarda suç sayılmaktadır. Yunanistan sistemli bir politikayla ‘’Türk azınlık’’ terimi yerine ‘’Müslüman azınlık’’ terimini kullanmaktadır. Müslüman azınlık tabirinin kullanmalarının bir sebebi de, Türklere karşı siz Türk değilsiniz zorla Müslümanlaştırılmış Yunanlısınız diyerek etkilemeye çalışılmasıdır.
Yunanistan, bölgedeki Türk azınlığı parçalayarak Pomak, Çingene gibi unsurlara da bölmeyi hedeflemektedir. Sonucunda Türklerin nüfus gücünü kırmak amacındadır.
2-EĞİTİM SORUNLARI:
Yunanistan’ın eğitim alanındaki amacı Türk toplumunu cahil bırakma üzerinedir. Oysaki Lozan Antlaşması’na göre Türkler giderlerini kendileri karşılamak şartıyla kendi okullarını kurma, yönetme, denetleme ve öğretmen tayin etme haklara sahiptirler. Lakin bu hakkın kullanılmasına izin verilmemektedir. Bölgede sadece sayıları kısıtlı tutularak iki ortaokul ve iki lise bulunması ibret vericidir.
-Türkiye’den giden kitapların öğrencilere dağıtılması engellenmektedir.
-Türk Okullarında okutulan Türkçe kitaplar 50 yıl öncesine ait kitaplardır.
-Okullarda öğretmen açığı söz konusudur ve kırtasiye araç gereçleri yetersizdir.
-Okul binaları yetersiz ve mevcuttakilerde eskidir.
-Her geçen gün Türkçe okutulan derslerin sayısı azaltılmaya çalışılmaktadır.
-Türkiye’de Üniversite öğrenimi gören gençlerin Yunanistan’da diploma denkliklerinin tanınması konusunda büyük zorluklar yaşatılmaktadır.
3- VAKIF KURUMLARI SORUNLARI
Müslüman Türk azınlık tarafından seçilen vakıf yöneticileri 1980 yılında çıkarılan kanunla tasfiye edilmişlerdir. Günümüze kadarda vakıf yöneticileri Yunan makamları tarafından atanmaktadır. Bugün vakıflarının mal varlığı, bilgileri ve denetimleri Müslüman Türklerin elinde değildir. Yunan Devleti keyfi bir şekilde vakıf mallarını satmakta, kamulaştırmaktadır.
4-DİNİ İNANÇLAR ÜZERİNE BASKILAR
Lozan Antlaşmasına göre azınlıklar din, evlenme, boşanma, miras ve dini-milli törenlerde hareket serbestîsine sahiptirler. Batı Trakya’da müftüler dini görevlerinin yanında din eğitimi, cemaat işleri, şer’i konularda hâkimlik yapmak, nikâh ve nüfus işlerine bakmak gibi konularda da yetkilidirler. Yunan makamları bu etkin görevleri kontrol altına almak için kendileri müftü atamaktadır. Oysaki Lozan antlaşmasına göre Türk azınlığın kendi müftüsünü kendi seçme hakkı vardır. Bugün Müslüman Türk azınlığın kendilerinin seçtiği bir müftüleri olsa da Yunanistan seçilmiş müftülük makamını tanımamaktadır.
5- EKONOMİK BASKILAR
Türklerin elindeki araziler çeşitli sebeplerle istimlak edilerek zorla alınmakta, bu yerlere üniversite, yol, askeri alan ve sanayi bölgesi yapılmaktadır. Bu yerlerin istimlak bedeli ise çok düşük şekilde ödenmektedir. Türklerin elindeki Osmanlıdan kalan tapular kabul edilmemekte Osmanlı tapulu alanlar devlet malı sayılmaktadır.
6-MAL EDİNME YASAĞI
1938’te çıkarılan bir yasa ile Türklerin mal satın almaları yasaklanmıştır. Azınlıkların ellerindeki olan malları birbiri ile alıp satması yasaklanırken Yunanlılara satmalarına olanak sağlanmıştır. 1991 yılında yasada yapılan değişiklikle Türkler gayrimenkul satın almaya hak kazansa da buna rağmen ildeki komisyondan izin alma zorunluluğu getirilmiştir. Bu gibi uygulamalar ile Türklerin mal edinmeleri yine engellenmektedir.
7- VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMA ÜZERİNE SORUNLAR
Azınlıklar; Yunan sınırlarını terk edip başka bir ülkeye gittiklerinde anında vatandaşlıktan atılmakta bir daha Yunanistan’a girmeleri engellenmektedir. Buradaki amaç azınlıkları ülkeden temizleme yoludur. Bu uygulama ile 1955 yılından beri 60 bin kişi vatandaşlıktan çıkarılmıştır. Sonralarda buna sebep olan Anayasa maddesi iptal edilse de vatandaşlıktan atılan birçok Türk halen daha vatansız sayılmakta yıllardır bunun için hukuk mücadelesi vermektedirler.
8- BASIN YAYIN SORUNLARI
Batı Trakya’da Türk dilinde yayın yapan radyo ve gazete çalışanları Yunan devleti tarafından sürekli baskıya maruz kalmaktadır. Ülkede Türkiye’de yayınlanan çeşitli dergi, gazete ve kitapların alınıp satılması engellenmektedir. Bölgede çeken Türk radyolarının frekansları ise bloke edilmektedir.
9- KÜLTÜREL VARLIKLARIN YOK EDİLMESİ SORUNU
Asırlardır varlığını sürdüren Osmanlı eserleri; camiler, köprüler, tekkeler, tarihi yapılar kaderine terk edilmiştir. Doğal afet veya zamanla yıpranan yapıların onarılmasına izin verilmemektedir. Bölgedeki Osmanlı Türk mirası yok edilmeye çalışılmaktadır.
10-ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNDE YAŞANAN SORUNLAR
Türklerin kurmak istedikleri dernek isimlerinde geçen, ‘’Türk’’, ’’Azınlık’’ , ‘’Batı’’ gibi kelimelerin konması yasaktır. Yunan Mahkemeleri tarafından 1983 yılın isminde Türk kelimesi geçen dernekler kapatılmıştır. 1928 yılında kurulan Gümülcine Türk Gençler Birliği, 1936 yılında kurulan Batı Trakya Türk Öğrenmenler birliği, 1927 yılında kurulan İskeçe Türk Birliği bu uygulamadan nasibini alan derneklerdir.
Değil Türk soyuna, Türk kelimesinin yazılı haline bile tahammülleri yoktur. Gümülcine Türk Gençler Birliği derneğinin adında ‘’Türk’’ kelimesi geçtiği için zorlamalara tabi tutulmuş. Geçtiğimiz yıllarda Türk kelimesi geçen tabelası yerinden sökülmüştür. Şimdiki tabelası ‘’Gümülcine TGB’’ olarak kısaltma şeklinde kullanılmaktadır.
11- BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN İSTİHDAM SORUNU:
Son yıllarda Batı Trakya Müslüman Türklerin kamu hizmet sektöründe yer almaya başlasalar da bu sayılar oldukça sınırlıdır. Bununda şartı çok iyi derecede Yunanca bilme ve üniversite mezunu olma şartıdır. Bu şart yerine getirilse bile memur, savcı, polis, yargıç gibi mesleklerde istidam edilmemektedirler. Sıradan bir vatandaşın ise kamuda iş bulması imkânsızdır. Bu durumda olanlara belediyede temizlik işçisi görevi verilmektedir, bunun bile sayısı çok azdır.
Kısaca Batı Trakya Müslüman Türklerin işsizlik sorunu had safhadadır. Bunun için çoğu genç kurtuluş yolu olarak Türkiye’yi görmekte ve Batı Trakya’yı terk etmektedirler.
12- SİYASAL YAŞAM VE TEMSİL SORUNU
Yunan Devleti Türklerin parlamentoda temsilini hakkını engellemeye çalışmaktadır. Bağımsız adayları engellemek için 1990’da çıkarılan yeni seçim kanununda %3 lük seçim barajı şartı konarak bağımsız bir adayın parlamentoya gitmesi zorlaştırılmaktadır. Bu %3 lük rakamın oy oranı 200 bine denk gelmekte, Türklerin nüfus oranının 150 bin olduğunu kabul edersek, bağımsız bir Türk adayın seçilmesinin imkânsız olduğunu görmekteyiz. Bu engelleme ile Yunan seçim yasasının hiçbir demokratik ülkede bir örneğinin olmadığını görürüz. Türkler bağımsız temsil yerine ancak Yunan Partilerinden seçime girerek parlamentoda temsil edilmektedirler.
Sorunlar Karşısında Batı Trakya Türklüğüne Düşen Görevler:
- Batı Trakya Türkleri yaşadıkları yerleri terk etmemeli, kendilerine uygulanan göçe teşvik politikalarını sonuçsuz bırakmalılar.
- Ne kadar sıkıntıya düşselerde ellerindeki mal varlıklarını satmamalılar.
- Göç ederek başka ülkelere yerleşen Batı Trakya Türk aydınları örgütlenmelidir.
- Göç eden Aydınlar bilimsel ve siyasal yayınlarla propaganda oluşturmalılar.
- Yunan oyunu olan Müslümanlık – Türklük çatışmasına engel olmalılar.
- Tarih eserlerin yok edilmesine engel olmalılar.
- Yetişen gençler en yüksek şekilde tahsilli olmalı ve milli şuura sahip gençler olarak yetiştirilmelidirler.
Türkiye’nin üzerine düşen görevler
- Türkiye Batı Trakya meselesine ilgiyi her alanda arttırmalıdır.
- Batı Trakya Meselesini Kıbrıs meselesi gibi iç siyasetin vazgeçilmez vatan davalarından biri haline getirmelidir.
- Batı Trakya Türklüğü ekonomik olarak desteklenmelidir.
- Batı Trakya’dan Türkiye’ye göç eden soydaşların hakları korunmalı maddi yönden desteklenmelidir.
- Batı Trakya gençliğinin eğitimli olması için Türkiye elinden geleni yapmalıdır.
- Batı Trakya’daki hukuksuzluklar karşı, Türkiye’nin kendi azınlıklarına tavizler vermesinin sorunun çözümüne ne kadar katkısının olup olmadığının değerlendirmesini iyi yapmalıdır.
Günümüzde Batı Trakya’nın haricinde Yunanistan’ın diğer bölgelerinde de Türkler yaşamaktadır. Selanik bölgesi, Atina bölgesi, ihmal edilen Menteşe adalarındaki Rodos-İstanköy Türklerine de dikkat çekmekte fayda var. Batı Trakya’da yaşanan hukuksuzluk, tanınmazlık ve zorlamalar buradaki Türkler içinde geçerlidir.
SONUÇ:
Türk Milleti olarak sorunu arttırmak, kin ve nefret duygularına ortaya çıkarmak inanç, tarihi şeref ve asaletimize yakışmaz. Lakin bunun yanında Batı Trakya Türklüğünün haklı davalarını savunmak Milli, insani, ilmi görev ve sorumluluğumuzdur. Batı Trakya Türklüğünün yaşadığı hukuksuzluğu Dünya kamuoyuna aktarmak hepimizin görevidir.
Nerede bir Türk sıkıntı içindeyse, onlar için daha güzel günleri hazırlamak, Batı Trakya ve Balkan Türklerinin ayakta kalmalarını sağlamak en önemli hedefimizdir.
Dipnotlar:
1-Y.Koçak, E.Özyiğit, Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-100.yıl anısına(İstanbul, Wızart,2014 s.550)
2-Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-100.yıl anısına, Fatma Tunç Yaşar a.g.e 567s
3-Yrd. Doç. Dr. Turgay Cin, ‘’Yunanistan’daki Türklerin Günümüzde En Temel Sorunlarının Hallinde İzlenmesi Gereken Yöntemler/Stratejiler’’ YUNTÜRK www.yunturk.org.tr
4-Prof.Dr.Metin Ayışığı Dünden Bu güne Batı Trakya Meselesi, Makalehttp://metinayisigi.com/dunden-bugune-bati-trakya-meselesi/
5-Yrd.Doç.Dr.Zerrin Balkaç, Batı Trakya Türkleri(İstanbul, Yeni Türkiye Dergisi Rumeli-Balkanlar Özel Sayısı/ Cilt 4. s. 4719)
6-Prof.Dr. Muzaffer Tufan Balkanlarda Türk Kültür Bütünlüğü-Yunanistan’da Azınlık Sorunu (İstanbul, Dahi Yayıncılık 2010 s.387)
7-Yrd. Doç. Dr. Turgay Cin, “Batı Trakya Türklerinin Hukuki Statüsü Sorunları ve Avrupa Birliği”,(Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 11, Sayı 1, 2009.)